ABD’nin Chattanooge kentinde, spor otomobilinden açtığı ateşlerde dört deniz piyadesini ve bir polisi öldüren, Muhammet Yusuf Abdulaziz “normal” bir genç adamdı. Luftansa yolcu uçağını dağa çarptırarak intihar eden Andreas Lubitz gibi... Biri Müslüman, diğeri Hıristiyan iki genç adamın “normalliği” aslında zamanımızın kapitalist yaşam tarzının bireyinin krizini gizliyor...
‘Dünya denen hapishane’
Üç
yıl önce elektrik mühendisliği diplomasını aldığında, Amerikan bayrağı
önünde resim çektiren Muhammet de Andreas Lubitz gibi, “normal”
bir yaşam sürdürüyordu. Genç bir insandı, bazen Mustang otomobilinde
esrar içiyor, güreş kulübüne gidiyor, yarışmalara katılıyordu. Halen
işsizdi, bekârdı. Arkadaşlarına göre şakacı biriydi, annesine göre uzun
süredir depresyondaydı. Sonra birden, anavatanı Ürdün’ü ziyaret etmeye
karar verdi.
Bu ziyaretlerde bir şeyler değişmeye, Muhammet, bloguna “Dünya denen hapishane” diye başlayan notlar koymaya, “kardeşlerim arzularınız sizi kandırmasın, yaşam acıdır ve kısadır, kendinizi Allah’a sunma şansı gelip geçiverir”, “sevdiklerinizin tatlı sözleri sizi yolunuzdan saptırmasın, onlar da bu dünyanın tutsaklarıdır” gibi öğütler vermeye başladı.
Yazının devamını okumak için tıklayınız
No comments:
Post a Comment