Monday, April 29, 2019

AKP üzerine spekülatif düşünceler

AKP ve liderliğine yönelik parti ve hareket içinden gelen eleştirilerin tonunda 31 Mart belediye seçimlerinden sonra Davutoğlu gibi “ağır topların” da katılımıyla bir yükselme var. Kimileri, adeta “hareket” içinde bir “iç savaş”ın başlamasını, AKP’nin bölünmesini, hatta yeni bir partinin doğmasını bekliyorlar. Bunların hepsi olabilir, ama sonunda bu hareketin içinden çıkacak şeyin, ülkeye demokrasi, özgürlük getirebileceğini düşünmek, siyasal İslamı desteklemeye devam etmek isteyenleri rahatlatacak bir fantezi olmaktan öteye gidemeyecektir.

‘Fabrika ayarları’…
Davutoğlu’nun ilgi çeken açıklaması kapsamlı eleştiriler içeriyor. Hatta bu “derin” metni, “Koçi Bey Risalesi’ne” benzetenler, “manifesto” anlamı yükleyenler de var. Ancak, içindeki “2013 yılında Gezi olayları ile başlayan … çukur eylemleri ile tehlikeli boyutlara ulaşan”...

(...)

Thursday, April 25, 2019

Felaketler, psikopatlar, komedyenler...

Kapitalist uygarlığın krizinin içinde, ekonomik, ekolojik, insani felaketler, ülkesini kendi malı sanan psikopat­lar, hiçbir program açıklamadan devlet başkanı seçilen komedyenlerle aynı ek­ranları paylaşıyor. Ve çoğumuz, dünyada ve Türkiye’de değişemediği için hızla canavarlaşan düzenin çırpınışlarını, pa­ranoyak şizofrenlerin canımıza kastetmiş hezeyanlarını, düşünceyle eylem arasın­daki yapışkan yerden, kocaman gözlerle seyrediyoruz.

(...)


İki saçmalığın ikisi birden

Irkçı, milliyetçi akımlar, insanların tek ve ortak bir dünyada, tek bir kapitalist uygarlık içinde yaşadıklarını görmelerini engelliyor. Bu akımların cazibesine kapı­lanlar, gerçekte “yüzde 99’un” malı iken, hâlâ kendi ülkeleri sandıkları toprak par­çası üzerinde korunabileceklerini sanıyor­lar. Dinci akımlar, insanları bu dünyadan umudu kesip, öbür dünyadaki bir kurtuluş fantezisi adına birbirlerinin boğazına atla­maya teşvik ediyorlar. 
Türkiye, bu iki saçmalığın ikisini de bir­leştiren siyasi akımların elinde çırpınıyor. 

(...)


Yazının tamamını okumak içn tıklayınız

Monday, April 22, 2019

Tersine bir yazı

Yerel seçimlerden sonra “AKP büyük bir darbe yedi”, “Seçimle gitmezler algısı kırıldı”, “Türkiye yeni bir yol ayrımında” gibi gözlemler üzerinden yeni bir Zeitgeist şekillenmeye başladı. Bu gözlemler yanlıştır demiyorum. Ancak bunlara, eleştirel mesafeyi koruyarak bakmak gerekiyor. Ne de olsa bir entelektüelin görevi Zeitgeist sorgulamak, Sokrates’i anımsarsak, huzur bozan “atsineği” olmak, değil midir?

(...)Yazının tamamını okumak için tıklayınız

Thursday, April 18, 2019

Çıkmaz sokakta Türkiye


İstanbul belediye seçimleri sonuçları, mazbata skandalı, siyasal İslamın partisi AKP’nin ülkeyi nasıl bir çıkmaz sokağa getirdiğini gösteriyor. Ülkenin geleceği üzerine büyük bir soru işareti koyan bu tıkanıklıktan çıkmak isteyenlerin önündeki en büyük engeli, bu yönetimin bizzat kendisi oluşturuyor

Ekonomi resesyonda, seçimler ‘murdar olmuş’... 
Ekonomi resesyonda. Enflasyon yüksek ve gerçekte ne kadar yüksek belli değil. Bütçe açığı, kamu bankalarının yandaşlara bol keseden dağıttığı krediler tehlike sinyalleri veriyor. İşsizlik artıyor.

(...)

Monday, April 08, 2019

‘Adam’ gitti

Altı hafta sokakları meydanları doldurup hep bir ağızdan “git” dediler, güçlerini gösterdiler ve “Adam” gitti! “Genç kız uyandı, tüm yaşamı boyunca ilk kez, tepesinde Bouteflika olmayan bir gece geçirmişti... Bu başkansız ilk gecenin uykusu rüyalarla olduğu kadar kâbuslarla da doluydu.” 4 Nisan günü Cezayir gazetesi Al Watan’da bir köşe yazısı işte böyle başlıyordu.

Rüyalar ve kâbuslar 
Gerçekten de halkın yaygın, barışçı, ısrarlı protestolarına dayanamayan rejim, Cezayir politikasının diliyle “Le Pouvoir” (iktidar), 20 yıldır kendilerini temsil eden, 2013’ten bu yana ortalıkta görülmediği için sık sık “Acaba hâlâ yaşıyor mu?” diye dalga geçilen, Devlet Başkanı Bouteflika’yı sırtından atmışa benziyordu. Bu, rüyaların gerçekleşmesiydi. Bir başka Al Watan yazarının vurguladığı gibi, “Bouteflika’yı götürmek zor olmuştu, ama gerçek ve kapsamlı demokratik dönüşümleri gerçekleştirmek, asker tarafından da desteklenenrejimi değiştirmek gibi, işin esas zor kısmı şimdi başlıyordu”.
(...)

Thursday, April 04, 2019

Bu bir başarı ama...

Yerel seçimlerin sonuçları muhalefet açısından geleceğe ilişkin umut veren bir başarı ama, duruma bakarken soğukkanlı olmak gerekir. Uluslararası basında yankılanan, içeride sevinçle karşılanan “Sonun başlangıcı” yorumları oldukça yüzeysel. İktidarın gü­cünü, medyanın durumunu, karşımızda da “seçimler üzerinden darbe yapıldı” diyebilen hastalıklı ruhların olduğunu unutmamakta yarar var.

Genel manzara
Muhalefet üç büyük kenti aldı ama, oyların ülke çapında, coğrafi, sınıfsal da­ğılımında 2014 yerel seçimlerine kıyasla önemli bir kayma göremiyorum. Bu kez AKP, ya “nasıl olsa iktidarız, risk almaya değmez” diye düşündü, ya “oyları çal­maya” gücü yetmedi. 

Monday, April 01, 2019

Şimdi orta dönemdeyiz

Yazımı pazar sabahı gönderirken oy verme sürecinde yaşanabilecek “garipliklerin” ilk örnekleri ortaya çıkmaya başlıyordu. Seçim sonuçlarını bilemiyordum, ama bence şu belliydi: Aslında “yerel seçimler olmayan” bu yerel seçimlerin sonuçları düş kırıklığı ve öfke yaratacak. 
Bu durumda, muhalefetin, özellikle de solun, sonuçlar ne olursa olsun, olaylara tepki vermenin ötesinde, “orta döneme” hazırlanmaya başlaması gerekiyor.

Kaçınılmaz durumlar 
Seçimlere giderken ortada ilginç bir durum vardı. 
Birincisi: Bu yerel seçimler serbest ve hilesiz yaşanacak olsaydı AKP yönetiminin belirgin bir yenilgi yaşamış olması gerekiyordu...