Thursday, March 29, 2018

ABD: Çok uygun atamalar

Donald Trump, John Bolton’u Ulusal Güvenlik Danışmanı, Mike Pompeo’yi Dışişleri Bakanı, Gina Hasbel’i de CIA direktörü olarak atadı. Atlantik’in iki yakasında bu atamalara ilişkin yorumlarda özellikle Bolton’un kişiliğinden kaynaklanan bir korku oluştu: “Beyaz Saray’da bir fanatik daha” (Max Boot), “Dick Chaney yönetimine hoş geldiniz” (Stephen Walt), “jeopolitik riskler açısından, 1998’den bu yana en önemli olay” (Ian Bremmer),“Önce Amerika dünyasının istikrarlı yükselişi” (Financial Times); “Dünya barışına tehdit” (The Observer), “Savaş yanlısı bıyıklı” (Le Figaro); “Önleyici vuruş yanlısı” (Die Welt), “Paniğe kapılmanın zamanı” (Fred Kaplan).
Bolton, ABD Irak’a saldırmaya hazırlanırken “gerçek erkekler İran’a gider” diyordu (...)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız

Monday, March 26, 2018

Kültür savaşları

 “O komünist, vatan haini terörist gençler”... “Beyoğlu’ndaki marjinaller”... Seçimlere giderken kültür savaşları sertleşiyor. 

(...)

Kıramıyorsan dışla... 
Siyasal İslam, seçimlere giderken, direncini kıramadığı, susturamadığı kesimi siyaset yapılan alanın dışına itme, iradesinin sandığa yansımasını önleme çabalarını çeşitlendirerek hızlandırıyor. 

(...)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız

Thursday, March 22, 2018

Bu sırada Türkiye...

Büyük güçler (emperyalist merkezler) arası ilişkilerde kritik bir durum şekilleniyor. Bu sırada AKP Türkiye’si olağanüstü koşullarda seçimlere gidiyor, Afrin’den sonra savaşı derinleştirmeye niyetli olduğunu açıklıyor. Ülkede adeta, bir “mükemmel” fırtına gelişiyor.

Eşzamanlı büyüme... 
Son veriler dünya ekonomisinde 50 ülkenin eşzamanlı (senkronize) büyüme evresinde olduğunu gösteriyor, 2018 yılına ilişkin iyimser beklentileri güçlendiriyordu. Ancak, kapitalizmin tarihi, ülke ekonomileri arasındaki eşzamanlı hareketlerin özellikle yapısal kriz dönemlerinde şiddetli ekonomik hatta siyasi çalkantılara açıldığını gösteriyor.

(...)

Yazının devamını okumak için tıklayınız

Monday, March 19, 2018

Boykot çağrısı olasılığı üzerine...

Henüz, bir boykot çağrısı yok, yalnızca çağrı olasılığı tartışılıyor, ama liberal eğilimli entelijansiya aniden paniğe kapılmış görünüyor. Boykot çağrısı yapmanın “demokrasi bozgunculuğu” olduğunu iddia edenler bile var. Halbuki kimi koşullarda, sandığa gitmek demokrasinin tabutuna son çiviyi çakanların peşine takılmak anlamına da gelebilir. Boykot, demokrasiyi savunmanın tek yolu olarak karşımıza çıkabilir. Dolayısıyla kanaatlerle değil, düşünceyle hareket etmeye çalışmakta yarar var.

Paniğin arkasındaki üç neden 
Liberal entelijansiyada oluşan paniğin arkasında üç neden olabilir. Birincisi: Boykot taktiğinin anlamını kavrayamamak. (...)

Yazının devamını okumak için tıklayınız

Thursday, March 15, 2018

Ne Yapmalı?

Seçimlere, OHAL, YSK vesayetine ek, yeni seçim yasası, savaşla kabaran “Türk-İslam sentezi” (dışında kalan gayri milli) iklimi altında gireceğiz. Orhan Bursalı salı günü yazısında durumu ayrıntılarıyla sergiledi ve sordu: Peki ne yapmalı?
(...)

İki taktik
Sonuçları adeta şimdiden belli bir seçim olasılığının, gerçekliğe dönüşmesine direnmek gerekir. Direniş söz konusu olunca da akla önce, “boykot” taktiğinin gelmesi çok doğal. Ancak, “Seçim demokratik hakkımızdır, bu hakkımızı kullanalım: seçimlere girip sonra yolsuzlukları teşhir edelim ve meşruiyetini o zaman sorgulayalım, boykotu o zaman belki de ‘parlamento boykotu’ olarak tartışalım” savının arkasında da güçlü bir mantık var.

(...)

Monday, March 12, 2018

Korkular, yadsımalar

Seçimlere giden yolda ülkeyi çok ağır sorunlar bekliyor. İktidar da, muhalefet de bu sorunları aşabilmek için büyük riskleri göze almak zorunda kalacaklarının bilincinde; tedirginlik giderek korkuya dönüşüyor.

Rıza alanı daralıyor 
OHAL, YSK vesayeti altında yapılan, mühürsüz oylarla kirlenen anayasa referandumunun sonuçları, AKP liderliğindeki siyasal İslamın, toplumun, rızasını alabildiği kesiminin sınırlarına dayandığını, dahası, bu sınırların gerilemeye başladığını gösterdi.

AKP seçim kaybederek muhalefete geçtiğinde var olmaya devam edebilecek bir parti değil.

(...)

Yazının devamını okumak için tıklayınız

Thursday, March 08, 2018

Büyük resmin son parçaları



İtalyan seçimlerinin sonuçları, küreselleşme sonrası dönemin büyük resminin son parçalarının da yerine, 1930’ları andıran yönde oturmaya başladığını düşündürüyor.

Kısa bir anımsatma
Kapitalizmin yapısal (birikim rejimi) krizi içinde, kriz yönetim modeli çökerken çok şiddetli bir finansal kriz üretti. Ardından uzun bir durgunluk yerleşti. Goldman Sachs’ın öncü göstergeler indeksinin şubat ayı performansı, tüm toparlanma iddialarına karşın merkez ekonomilerin yeniden zayıflamaya başladığını, uzun durgunluğun aşılamadığını gösteriyor (Zerohedge, 05/03). Financial Times çevre ülkelerin borç yükünün tehlikeli düzeylere ulaştığını savunuyor (05/03).

(...)

Monday, March 05, 2018

‘Kutuplaşma’dan savaşlara

Geçen hafta büyük güçler arası kutuplaşmayı konuşuyorduk, bu hafta gündemde “savaşlar” var. Neyse ki şimdilik ticaret savaşları. Ancak, kapitalist sistemde, ticaret savaşlarına yol açan dinamiklerle, sıcak savaşlara yol açan dinamikler büyük ölçüde örtüşüyor.

İşletim sistemi sorunu 
Geçen hafta bir yazar, “Batı dünyasının işletim sistemi çöktü mü” diye soruyordu (New York Magazine, 27/02/18).

(...)

Yazının devamını okumak için tıklayınız

Thursday, March 01, 2018

Tehlikenin farkında değil misiniz?

Dünyada büyük güçler arası kutuplaşma hızlanırken Türkiye toplumunda da kutuplaşmalar ve çürüme derinleşiyor. İktidar, yandaş basın bağırıyor: “Ülke yaşamsal bir tehlikeyle yüz yüze. Muhalefet aklını başına toplamalı. Yoksa...”
Gerçekten de, ülke bugün yaşamsal bir tehlikeyle yüz yüzedir. Ancak bu vahim durumun mimarı, 16 yıldır ülkeyi yöneten AKP liderliğindeki siyasal İslamın kendisidir. Hem yangını çıkarttılar hem de yangın var diye bağırıyorlar. Pes doğrusu.

Kutuplaşma ve silahlanma yarışı

ABD-Rusya kutuplaşması Ortadoğu’da patlayıcı biçimler sergilemeye başladı.Örneğin, (...)