Thursday, January 31, 2019

Venezüella’yı düşünürken

Venezüella’ya yönelik askeri, siyasi ekonomik her türlü müdahaleye koşulsuzkarşı çıkmak gerekir. Bunu söylemek kolay. Her şey bir yana, akacak kanı düşünmek yeter. Yapısal krizi içinde yeniden çok sarsıntılı ve sancılı olacağa benzeyen bir döneme girmeye başlayan kapitalizmin içinde, geleceğe yönelik dersler çıkarmak ise daha zor.
***
Düşünmeye, sermayenin yalnızca bir ekonomik ilişki değil aynı zamanda siyasi ve simgesel bir güç kaynağı hatta bizzat bir güç olduğunu görerek başlayabiliriz. Sermaye birikirken yalnızca ekonomik değil, siyasi, kültürel güç de biriktirir;
(...)

Monday, January 28, 2019

Bu kez farklı, ama daha iyi değil

Goldman Sachs da 2018 yılında dünya ekonomisinin belirgin bir biçimdemomentum kaybettiğini düşünüyor. Financial Times’a göre de “Davos’ta karamsar bir hava” varmış.. 
Kaygılar boşuna değil: Dünya ekonomisi yine bir daralma dönemine giriyor ve bu daralma 2007 mali krizini izleyen “büyük resesyondan” oldukça farklı yaşanacak. IMF de zaten “dünya bu yeni daralma dönemine hazır değil” diyor.

Bu kez lokomotif yok 
Geçen yılın son haftalarında borsalarda yaşanan sert dalgalanmalar, dikkatleri yeni bir resesyon olasılığı üzerinde yoğunlaştırdı. Avrupa, en önemlisi Almanya ekonomisi yavaşlıyor. Der Spiegel, Alman iş çevreleri için, “yeni bir resesyona hazırlanmaya başladılar” diyor.

(...)

Thursday, January 24, 2019

Bir semptom olarak ‘Fazıl Say olayı’

“Fazıl Say olayı”, iki “bedenin” buluşmasına, birbirlerini “görmesine”indirgenemez. İndirgenebilseydi bu kadar çok tartışma yaratmazdı. “Fazıl Say olayı” iki olanaksız arzunun beklenmedik bir biçimde buluşmasının bir semptomudur.

İki olanaksız arzu 
Birincisi, siyasal İslamın arzusudur....

(...)

Monday, January 21, 2019

Bir ‘ağlama duvarı’ olarak Davos

Bu yıl Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos zirvesi, adeta uluslararası mali sermayenin “ağlama duvarına” dönüştü. Dert çok, dilekler ise ölmüş küreselleşme tanrısının arkalarında bıraktığı boşlukta yankılanmaya mahkûm. 

Şeyler değişirken 
Davos “ağlama duvarına” sıkıştırılan “dilek kâğıtlarından” önce, uluslararası mali sermayenin sözcülerinden McKinsey&Co’nun, WEF zirvesi başlarken yayımladığı rapora bir göz atmak yararlı olabilir. 
Geçiş sürecinde küreselleşme: Ticaret ve değer zincirlerinin geleceği” başlıklı rapor, bu zincirlerin küresel yapısının değişmekte olduğunu anlatıyordu. 

(...)


Yaznın devamını okumak için tıklayınız

Thursday, January 17, 2019

İran’la ilgili bir şeyler mi pişiyor?

Geçtiğimiz aralıkta, Irak’ta Şii milisler “yeşil bölge”ye üç havan topu mermisi attılar. Wall Street Journal’ın aktardığına göre, olayın ardından, Trump’ın Ulusal Güvenlik Konseyi Danışmanı John Bolton Pentagon’dan, İran’a yönelik bir askeri müdahale olasılığına ilişkin bir değerlendirme talep etmiş. Böylece İran’la ilgili tartışmalar yine yoğunlaştı. 

‘Gerçek erkekler İran’a…’ 
II. Irak savaşı başlarken, Bolton’un Herkes Irak’a gidiyor, gerçek erkekler İran’a gider” dediği söylenir...


(...)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız

Monday, January 14, 2019

Seçimlere doğru siyaset dersleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Meclis Başkanı Yıldırım’ın son açıklamaları, durumu hâlâ kavrayamayanlara, özgürlükler, demokrasi ve siyaset üzerine önemli dersler veriyor. 

Demokrasi ve özgürlükler 

Cumhurbaşkanı “Çalışan Gazeteciler Günü” mesajında, “16 yılda ülkemiz genelinde hayata geçirilen reformlar, Türk basınının daha demokratik ve özgürlükçü bir yapıya kavuşmasına vesile olmuştur” dedi. 
Hemen itirazlar yükseldi: AKP Türkiye’si, tutuklu gazeteciler klasmanında dünyada birinci; hukukun üstünlüğü klasmanında 113 ülke arasında 101. Kadın-erkek eşitliği indeksinde 449 ülke içinde 130. Sırada: “Cumhurbaşkanı hangi demokratikleşmeden ve özgürlükçü yapıdan söz ediyor?” 

Yazının tamamını okumak için tıkllayınız


Monday, January 07, 2019

Sudan’da bahar

Sudan’da, aniden artırılan ekmek fiyatlarına karşı, 19 Aralık’ta At­bara kentinde kendiliğinden bir protesto gösterisi patlak verdi. Gösteriler hızla diğer kentlere de sıçradı. Ekono­mik taleplerle başlayan protesto gösteri­leri birleşerek, yaygınlaşarak, Beşir’in İs­lamcı rejimine karşı bir toplumsal hare­kete dönüştü. 
İslamcı Beşir hükümetinin şiddetli tepkisi sonucu, en az 60 kişinin öldüğü, yüzlercesinin yaralandığı, çok sayıda ya­zar ve gazetecinin, öğrencinin tutuklan­dığı, işkence gördüğü bildiriliyor. Buna karşın protesto hareketinin, Arap Baharı olaylarını anımsatan bir süreklilik kazan­maya başladığı anlaşılıyor.

(...)


Yazının devamını okumak için tıklayınız

Thursday, January 03, 2019

‘Süper güç’ ama o kadar da değil

Trump’ın, Suriye ve Afganistan gibi denizaşırı savaşlardaki askerlerini çekme arzusunun, NATO konusundaki, “müttefiklerimiz sırtımızdan geçiniyorlar” anlayışının arkasında gittikçe kendini hissettiren bir kaynak yetersizliği var. ABD dış politika çevrelerinde bir “okul”, “ulusal çıkarlarımızı doğrudan etkilemeyen yerlerden çekilip kaynakları Çin ve Rusya gibi güçlerin yükselişine karşı caydırıcı harcamalara ayıralım” diyor. 

İlk anda akla yakın gelen bu yaklaşım, ABD geri çekildikçe stratejik nüfuz alanlarını yükselmekte olan güçlere terk edecekse, caydırıcılık bir yana, çatışma olasılıklarını daha da artıracaktır. 


Yazının devamını okumak için tıklayınız