Monday, May 26, 2014

‘Eski Düzenin’ Tabutuna Son Çiviler mi?

Ukrayna krizi Batı ittifakının, ABD liderliğinin zaaflarını gözler önüne serdi, busarsıntı sürerken Rusya ile Çin arasında, Foreign Policy dergisinin sevinçle “İmzalanmayan anlaşma” yorumunu yapmasından birkaç saat sonra gerçekleşen enerji anlaşması, bu görüntüyü daha da netleştirdi.

(...)

Yazının devamını okumak için "tık"layınız 

Monday, May 19, 2014

Felaketin İçine Bakınca…

Aslında Avrupa Birliği parlamento seçimleri, muhafazakâr The Daily Telegraphgazetesindeki yazarın “1930’ların çizmelerinin yeniden Avrupa’da yürüdüğünüduyuyorum” saptaması üzerine yazmayı planlıyordum. Soma felaketi her şeyi değiştirdi. Zaten Soma felaketi kapsamında yaşananlar çizme seslerinin bize de uzak olmadığını gösteriyordu... 

Türkiye ve dünya basını Soma felaketini anlamaya çalışan yazılarla dolu. Ben bir adım geri çekilip bu felaketin yarattığı çatlaktan bakarak Türkiye’yi anlamaya çalışacağım. 

Yazının devamını okumak için "tık"layınız

Monday, May 12, 2014

Avrupa Parlamentosu Seçimlerinde Irkçı Partiler Korkutuyor

Almanya Anayasa Mahkemesi’ne göre, “henüz gerçek anlamda bir parlamento değil” ama Der Spiegel,AB için yapılan planların, önerilerin yüzde 90’ının Avrupa Parlamento’sunun onayını gerektirdiğini”, kararları etkilemek için çalışan 20 bin lobiciyi anımsatarak “sandığınızdan daha da önemlidir” diyor. 1992 Maastricht Anlaşması’ndan bu yana, Amsterdam, Nice, Lizbon anlaşmaları Avrupa Parlamentosu’nun yetkisini neredeyse tüm politika alanlarını kapsayacak biçimde artırdı. Dışişleri Komisyonu Başkanı Elmar Brok, Avrupa’da artık biz olmadan hiçbir karar alınamaz” diyor (Spiegel, 08/05/2014).

Öyleyse “AB’nin geleceği en azından yönetişim açısından istikrara kavuşmaya başlamış” diye düşünmek olanaklı. Ancak 22-25 Mayıs arası yapılacak seçimlerde ortaya çıkması beklenen sonuçlar bu iyimserliği zorlayacak gibi görünüyor. 

Ekonomik kriz ve Avrupa’nın karanlık yüzü

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN "TIK"LAYINIZ 

Monday, May 05, 2014

ABD’nin Çin Korkusu

Geçen hafta, ABD Devlet Başkanı Obama, Güney Kore, Filipinler, Japonya ve Hindistan’ı kapsayan (Çin’e uğramayan) bir Asya gezisi gerçekleştirdi.
Aynı günlerde, Dünya Bankası bünyesinde çalışan Uluslararası Karşılaştırmalar Programı (ICP), Satın Alma Gücü Paritesi (PPP) üzerinden yaptığı hesaplarda, Çin ekonomisinin bu yıl ABD ekonomisini geçerek dünyanın en büyük ekonomisi düzeyine ulaşacağını gösterdi. Ajans France Press’in aktardığına göre, Çin bu bulgudan hiç hoşnut olmamış, yayımlanmasını engellemeye çalışmış. Deng Şiaoping’in tavsiyesi geliyor aklıma: “Parlaklığını gizle, karanlıkta kalmanın tadını çıkar.
Bu iki gelişme, ABD’nin Çin korkusunu yansıtan tartışmaları canlandırdı. 

Çin’i tecrit etme projesi...
Çin’in bir ekonomik güç, siyaset aktör olarak yükselmesi, Washington Post’ta Ishaan Thoroor’un kısaca özetlediği gibi (25/04/2014), ABD’yi esas olarak üç alanda korkutuyor.

(...)

Yazının devamını okumak için "tık"layınız