Pazartesi yazımda değerlendirmeye başladığım “Amerika Birleşik Devletleri’nin Ulusal Askeri Stratejisi -2015”
başlıklı rapor, karşımıza büyük güçler arası savaş olasılıklarının
arttığı, isyancı, denetim altına alınamayan, şiddet kullanmaya eğilimi,
aşırı ideolojileri benimsemiş grupların toplumları yakıp yıkmakta olduğu
bir dünya resmi koyuyor. Rapor, bu resmi öngörülemezlik, karmaşıklık ve hızlı değişim gibi “kaos” kavramına içeriğini veren olgularla tanımlıyor.
Rapor, büyük güçlerin kendi taleplerini dayatmaya başlamalarının yanı sıra, “düzen bozucu” etken olarak dikkat çektiği bir diğer tehlikeli dinamik de teknolojik gelişmelerle ilgili.
“Yeni teknolojilerin yayılması, küresel iletişim, bilişim ortamını değiştiriyor... insanlara, eskisine göre daha çok görme, daha çok paylaşma, daha çok yaratma, daha hızlı örgütlenme olanakları getiriyor”... “Bugün bireyler edindikleri bilgiler üzerinden, eskiye göre çok daha hızla örgütlenerek eyleme geçebiliyor, kimi zaman şiddetli değişimlere yol açabiliyorlar.” Rapor,
Afrika’da ve Ortadoğu’da genç nüfusun hızla artmakta olması, kaynak
sıkıntısı, işsizlik gibi etkenlerin, yukarda (ve pazartesi yazımda)
değindiğim riskleri, değişimleri hızlandırdığını vurguluyor.
Yine ‘yeni orta sınıf proletarya’ tehdidi
Raporun
vurguladığı iletişim, haberleşme teknolojilerinin, bunların getirdiği,
bilgisayar, akıllı telefon, tablet, gibi yeni gereçlerin sosyal medyanın
etkileriyle, genç nüfusu ve bu “gereçleri, sosyal medyayı en yoğun, yaygın, etkin biçimde kimler kullanıyor” sorusunu bir araya koyunca, aklıma rapor açıklandıktan iki gün sonra, savunma çevrelerinin önemli dergisi, The National Interest’te yayımlanan “Amerika’nın Küresel Orta Sınıftan Korkması İçin 5 Neden” (Brenda M. Seaver, 02/07/2015) başlıklı yazı ve de ister istemez, ilk kez, 2007 yılında İngiltere Savunma Bakanlığı’nın Risk Raporu’nda karşıma çıkan, “Orta sınıf proletarya” kavramı geldi.
(...)
Yazının devamını okaumak için tıklayınız
No comments:
Post a Comment