Yüzü Kelebeklerle Örtülü, Nilay Özer’in dördüncü ve bence en derinlikli şiir kitabı ve o tedirginlik de kendini daha çok hissettiriyor. Estetik hazla, onun yanı sıra varlığı duyumsanan ama bilgisi tam olarak kavranamayan anlam arasındaki gerilim ister istemez akla Kant’ın III. eleştirisindeki (9. Bölüm) “güzel” kavramının analizini getiriyor. Gerçekten de şiirleri okurken oluşan bu gerilim, estetik yargının öznelliğiyle nesnel evrensellik iddiası arasındaki Kantçı gerilimle bir paralellik taşıyor. Ancak bu noktada “güzel” kavramının yeterli olmadığı da bir gerçek. Özer’in “estetik zaman” anlayışı da bu Kantçı estetikle bağdaşıyor. Zamana dair anlatısal bir sıralamadan çok, deneyim öncesi bir kategori olan bir dağılma, zamanın şiirsel düzlemde yeniden kurulması gerektiğini ima ediyor. Bu da okuyucuyu salt anlamaya değil, hissetmeye ve yeniden düşünmeye zorluyor.

Yüzü Kelebeklerle Örtülü
Everest Yayınları
Eylül 2024
80 s.
Özer’in şiirinde nesneler çoğu zaman düzenli bir anlatının içinde değil, bir sezginin, bir hissin ya da eksik bir düşüncenin taşıyıcılarıymış gibi yer alıyor. Örneğin, “sevgilime bir hediye: siyah kadife kutuda altı ölü kuş” şiirinde, (daha sonra yakından bakmak için döneceğim) şiirin kendisi ne tam bir temsil ne de bir anlatım değil, Kant’ın “estetik fikir” adını verdiği, duyularla algılanan ama akıl tarafından tam olarak kavranamayan bir yoğunluk sunuyor.
Tam olarak kavranamayan ama bir bütünlüğü ima eden anlamdaki eksikliği tamamlayarak bütünlüğü aramak da okuyucuya düşüyor. Nilay’ın şiirlerinde, “tuzda yanan salyangoz” ve “zamanda yanan aşk”, “kayasından kopmuş bir midye”, “incirler kendi sütleriyle kendi içlerini emziriyor” örneklerinde gördüğümüz gibi, hemen her sayfada bizi karşılayan, şaşırtan, çok zengin ve hemen her zaman özgün metaforlar, onların açtığı kapılardan giren türlü simgeler, kimileri tamamen okuyucuya ait anlam parçacıkları, anılar, mekânlar, zamanlar ve bunların tasavvur edilebilen bir bütünlük oluşturabileceğine ilişkin algı ve de umut, şiirlerin verdiği estetik hazzın belki de en önemli kaynağını oluşturuyor.
(...)
No comments:
Post a Comment