Önceki yazımda değindiğim Kaplan,
tarihte düzenin esas olarak imparatorluklar tarafından sağlandığını,
imparatorluk düzeninin karşıtının hemen her zaman kaos olduğunu
savunuyordu. Kaplan’ın yaklaşımındaki eksiklere, bölge tarihine ilişkin
yanlış varsayımlara işaret eden yazarlardan benim aktardıklarımın (Danison & Lebovich, Washington Post
09/06/2015…) dikkat çektiği önemli bir nokta da bu tür iddiaların
boşlukta değil, genel olarak belli siyasi, askeri yaklaşımlara destek
sunmak için geliştirilmiş olma eğilimiydi.
Kaplan’ın yazısının esas
konusu Kuzey Afrika’dan İran’a kadar uzanan Ortadoğu’da gelişmekte olan
kaos, 2017 seçimlerinden sonra yeni ABD Başkanı’nın buraya doğrudan
müdahale etme gereği duyma olasılığıydı.
1904-2004
Soğuk
Savaş’tan sonra başlayan, Ortadoğu’yu bugünkü kaos ortamına sürükleyen
emperyalist müdahalelerin arkasında, kökleri 1904’te, London Scool of
Economics’in o zamanki direktörü Sir Halford McKinder’in Royal
Geographical Society’de yaptığı bir seminere kadar gidiyor. Önce
İngiltere sonra ABD “imparatorluklarının” politikalarına ışık tutan jeopolitik
kavramını siyaset teorisine o seminer kazandırdı. O tarihle, 2003’te
Irak’ın işgaline kadar uzanan zamanı birleştiren bir çizgi çekmek
olanaklı. Bugünkü imparatorluk ve kaos tartışmaları da bu çizgiyle
kolaylıkla ilişkilendirilebilir.
Prof. Alfred W. McCoy’un (Wiscosin Üniversitesi) geçen haftalarda TomDispatch’da yayımlanan “The Geopolitics of American Global Decline...” başlıklı çalışması, bu çizgiyi çok anlaşılır biçimde çiziyordu.
Yazının devamını okumak için tıklayınız
No comments:
Post a Comment