Monday, April 13, 2020
Hem [G]erçeği hem de merceği
Covid-19, kapitalist toplumun [g]erçeğini gözler önüne serdi: “Kâr makinesi” olarak sermaye, hem canlılar hem de doğa için ölümcül bir tehlike oluşturuyor. Covid -19 bizim için, kapitalist toplumun dokusuna, insan karakteriyle ilgili varsayımlarına daha yakından bakmaya uygun bir mercek oldu.
Tek bir çelişkiye indirgenemiyor
“Üretim tarzı” yalnızca bir soyutlamadır. Gerçek yaşamda (zamanda ve mekânda) farklı üretim tarzlarının, üretim ilişkilerinin, birikim tarzlarının, eklemlenerek birlikte işlediği bir “sosyal formasyon” vardır. “Sosyal formasyon”, üretim tarzından farklı olarak, siyaset (devlet), ülke, sınıf şekillenmeleri ve ideoloji kavramlarıyla tanımlanan yapıntıları ve ilişkileri de içerir.
Kapitalist üretim tarzının egemen olduğu sosyal formasyonların, merkezi (tanımlayıcı) ilişkisi (emek ve sermaye), ırk, etnisite, milliyet, cinsiyet kavramlarıyla tanımlanan ilişkilerle birlikte bulunur. Toplumun siyasi ve ekonomik yaşamı, salt merkezi ilişkiye indirgenerek, diğer ilişkilerden kaynaklanan adalete ilişkin sorunları yok sayılarak anlaşılamaz.
(...)
‘İnsan insanın kurdu’ değil!
Covid-19 merceğinden bakınca, piyasaların “düzenleyici” ve de “muktedir” olmadığını görüyoruz. Buna karşılık kapitalist devlet öne çıkmaya başlayınca, haklar ve özgürlükler hızla aşınmaya başlıyor. Yıllardır felaket filmlerinde insanların kafasına kakılan (Monbiot, The Guardian) “insan insanın kurdudur” varsayımının, üçüncü olasılığı gizleyen müstehcen bir yalan olduğu anlaşılıyor.
(...)
Yazının tamamını okumak içimn tıklayınız
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment