Türkiye Batı’dan kopuyor, Avrasya’ya doğru gidiyor. Türkiye’de birçok yorumcu bu gidişi bir “bağımsızlık süreci” olarak okuyor.
“Yeni Osmanlı”, “Türkiye Sünni İslamın kalbidir” fantezilerini satmaya devam eden CIA’nın eski Milli Haberalma Konseyi Başkanı Graham E. Fuller de Cumhuriyet’te çevirisi yayımlanan yorumunda bu gidişi destekliyor- adam hâlâ “Erdoğan’ın yıllarca becerikli ve yeni ‘Avrasya Türkiyesi’nin mimarı olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu” gibi laflar edebiliyor.
“Yeni Osmanlı”, “Türkiye Sünni İslamın kalbidir” fantezilerini satmaya devam eden CIA’nın eski Milli Haberalma Konseyi Başkanı Graham E. Fuller de Cumhuriyet’te çevirisi yayımlanan yorumunda bu gidişi destekliyor- adam hâlâ “Erdoğan’ın yıllarca becerikli ve yeni ‘Avrasya Türkiyesi’nin mimarı olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu” gibi laflar edebiliyor.
Bağımlılık ve bağımsızlık
Avrasya’ya doğru gidişi bağımsızlık süreci olarak görenler (Fuller de dahil), devletlerarası ilişkileri adeta 19. yüzyıl jeopolitiğinin gözüyle okuyorlar. Bu yanlış okumaya ek, bu akıl, ülkeyi kimin yönettiğine, bu yönetimin tutumunu etkileyen iç dinamiklere bakmadan, Türkiye’yi bir “özne” gibi düşünerek, “şunu yapar, bunu yapar” diye konuşabiliyor. Ülkelerin dış politikaları, kimi zaman uluslararası kaygılardan değil, birilerinin iktidarını koruma çabalarından da kaynaklanabiliyor.
Avrasya’ya doğru gidişi bağımsızlık süreci olarak görenler (Fuller de dahil), devletlerarası ilişkileri adeta 19. yüzyıl jeopolitiğinin gözüyle okuyorlar. Bu yanlış okumaya ek, bu akıl, ülkeyi kimin yönettiğine, bu yönetimin tutumunu etkileyen iç dinamiklere bakmadan, Türkiye’yi bir “özne” gibi düşünerek, “şunu yapar, bunu yapar” diye konuşabiliyor. Ülkelerin dış politikaları, kimi zaman uluslararası kaygılardan değil, birilerinin iktidarını koruma çabalarından da kaynaklanabiliyor.
(...)
No comments:
Post a Comment