Bu kriz, sıradan ve öngörülebilir bir gelişmeydi. Tek bir merkeze dayalı totaliter rejimin keyfi yönetiminin uluslararası yansımaları, tutsak pazarlıkları bu krizi daha da ağırlaştırdı.
Bu krizi üreten modelin egemen sınıfları, krizin yükünü halkın sırtına yıkmanın yollarını ararken, “Ülke batarken” diye başlayan, “ya Erdoğan’ıngemisindesin ya da Amerika’nın” gibi saçmalıklar, “Ekonomimize yöneliksaldırının, doğrudan ezanımıza ve bayrağımıza yönelik saldırılardanhiçbir farkı yoktur” türünden “büyüklere masallar” yoğunlaşıyor.
Bu krizi üreten modelin egemen sınıfları, krizin yükünü halkın sırtına yıkmanın yollarını ararken, “Ülke batarken” diye başlayan, “ya Erdoğan’ıngemisindesin ya da Amerika’nın” gibi saçmalıklar, “Ekonomimize yöneliksaldırının, doğrudan ezanımıza ve bayrağımıza yönelik saldırılardanhiçbir farkı yoktur” türünden “büyüklere masallar” yoğunlaşıyor.
Krizin gerçeği
Bir ekonomik krizde, bazı işletmeler batar, çalışanların, emeklilerin yaşamları altüst olur. Ülkeler böyle değil, iç savaşla, açık askeri saldırılarla batar. Bugün iç savaş veya askeri saldırı olasılığı gündemde değil ama, siyasi sonuçlar da üretmesi olası bir ekonomik yıkım artık kaçınılmaz.
AKP döneminde şekillenen “ahbap çavuş” kapitalizminin krizinin arkasındaki mantık ise basittir.
Bir ekonomik krizde, bazı işletmeler batar, çalışanların, emeklilerin yaşamları altüst olur. Ülkeler böyle değil, iç savaşla, açık askeri saldırılarla batar. Bugün iç savaş veya askeri saldırı olasılığı gündemde değil ama, siyasi sonuçlar da üretmesi olası bir ekonomik yıkım artık kaçınılmaz.
AKP döneminde şekillenen “ahbap çavuş” kapitalizminin krizinin arkasındaki mantık ise basittir.
(...)
No comments:
Post a Comment