Thursday, August 02, 2018

Hem tragedya hem komedya

Bugünlerde CHP’nin içine düştüğü yaşamsal kriz hem bir tragedya hem de bir komedya. Bu trajikomik durumun altında CHP liderliğinin bir türlü anlamak istemediği bir gerçek yatıyor.

Tragedya
Atina tragedyasında Hubris ve Nemesis en önemli kavramlardır. Hubris, tanrıların yasalarını (şeylerin doğalarından kaynaklanan işleyiş kurallarını) hiçe sayarak, aşırı gururla (hüperoçoi), tek ben bilirim (monos pronein) diyerek ısrar etmeyi ifade eder. Bu ısrar sonunda, tanrıça Nemesis tarafından cezalandırılır. 

Türkiye’de siyasal İslam AKP hükümeti yoluyla iktidara gelmeye başladığından bu yana CHP her aşamada, “bir siyasi parti rakiplerinden farkını vurgulayarak başarılı olabilir” ilkesini yadsıyarak, hep siyasal İslama benzemeye çalışarak, laik, demokratik ve Cumhuriyetçi muhalefet açısından HDP’nin önemini görmezden gelerek, kısacası aynı hatayı ısrarla tekrarlayarak ilerlemeye çalıştı. Sonuç, her dönemeçte fiyasko oldu ama, CHP tekrarlamaya devam etti. Son seçimlere giderken CHP, içinde hareket ettiği durumun işleyişkurallarını, OHAL, YSK, yoğun silahlanma, oy çalma hazırlıkları, genelde tüm ülkede, özelde HDP seçmeninin güçlü olduğu yerlerde, muhalefetin propaganda özgürlüğünü bastıran şiddeti yok sayarak hareket etti. 

CHP açısından Hubris bununla da sınırlı kalmadı. Son seçimlerden önce “kazanacağımız seçimleri neden boykot edelim” iddiasıyla tartışmayı bastırmak, “sandıkların yüzde 99.6’sını denetliyoruz” şişinmeleri, tam anlamıyla bir monos pronei durumuydu. Seçim gecesi yaşananlar, CHP’nin başkanlık krizi, son olarak, “gizli merkez” tartışması, şimdi Nemesis’in işbaşında olduğunu gösteriyor. Bu süreçten CHP’nin sağlam çıkması olanaklı görünmüyor.

Ve komedya

(...)

No comments: