“Terörle yaşamaya alışmayacağız”; “teslim olmayacağız”, “demokrasimizden vazgeçmeyeceğiz.” İyi de “Terör”ün belirli bir tanımı bile yok.
Bir deneyelim...
Her terör şiddet içerir, her şiddet (violence)
terör değildir: Savaşan orduların, ordulara karşı savaşan gerilla
gruplarının (bağımsızlık hareketleri, işgale direniş örgütleri)
karşılıklı uyguladıkları şiddet, savaş (klasik/ asimetrik) kategorisine
giriyor. Şiddet, korkutarak, travma yaratarak, moral tercihleri değiştirmek amacıyla sivil halkı da hedef alıyorsa, ek bir boyut kazanıyor.
Her
iki eylem türü devlet ortaya çıktığından beri var. Ancak terör
kavramının şiddet kavramından ayrılması, sanırım Fransız Devrimi’nde,
Jakoben kanadın, bir karşı devrimi önlemek, yüz yıllardır süren “yapısal şiddete” son
vermek için aristokrasiyi bir sınıf olarak fiilen yok etme çabasıyla
ilişkili. İngiltere’de, Avrupa’da dehşete düşen aristokrat sınıflarının
düşünürleri, egemen sınıflara (sivillere) yönelik şiddeti gayri meşru şiddet, terör olarak tanımladılar.
(...)
Yazının devamını okumak için tıklayınız
No comments:
Post a Comment