Batı basınında önde gelen yayınların yorumları şu noktada birleşiyorlar: “IŞİD’in Paris katliamı Avrupa jeopolitiğinde, etkisi yıllarca sürebilecek bir kayma başlattı”. Ben “kayma”nın AKP Türkiyesi’ni de etkileyeceğini düşünüyorum.
ABD ve Avrupa dış politika çevrelerinde esas endişe kaynağı, potansiyel risk olarak algılanan Rusya, yerini Batı’nın işbirliği yapmak istediği Rusya’ya bıraktı. Uzakta bir yerde yaşandığı için sınırlanabilir bir risk olarak algılanan IŞİD terörizmi “acil tehlike” konumuna yükseldi.
Fransa hükümeti, “bir savaş içindeyiz” dedi; Suriye konusunda önceliğini Esad’ın gitmesinden IŞİD ile savaşa kaydırdı. Aynı anda Avrupa’da, Suriye ve Kuzey Afrika’dan gelen sığınmacılarla ilgili korkular da yoğunlaştı, tepkiler sertleşti. Cuma günü AB liderliği Şengen bölgesinde bile pasaport kontrollerini, dolayısıyla Avrupa da sınırları, geri getirmeye karar verdiklerini açıklıyordu. Nihayet, insan haklarını savunan örgütlerle elektronik denetim, izleme hakkını genişletmek isteyen devletler arasındaki pazarlıkta denge devletlerden yana değişti. Böylece tarih yine korkutucu biçimde yön değiştirmeye başladı.
‘Danse Macabre’
Al Baghdadi 1.6 milyon Müslümanın liderliğine soyunarak dünyaya savaş ilan ettiğinde, bu kötü bir şaka gibiydi...
(...)
Yazının devamını okumak için tıklayınız
No comments:
Post a Comment