Can Dündar ve Erdem Gül arkadaşlarımızın
yargılanmak üzere tutuklanması, fiilen değiştikten sonra şimdi yeni
anayasa projesiyle kendine kılıf arayan rejimin mükemmel bir
dışavurumudur.
Bu kendine güveni son
derecede düşük, korku içinde bir rejimdir; daha dün seçimleri kazanmış
olmasına karşın bir türlü yarınından emin olamayan bir kadronun
yönetmeye çalıştığı bir rejimdir.
Bu kadronun özgüveninin ne kadar zayıf, rejimin ne
kadar kırılgan olduğunu anlayabilmek için haziran- kasım arası dönemde
yaşananları, Güneydoğu’da Kürt bölgelerinde yaşanmakta olanları, Suriye
iç savaşı bağlamında başlayan gelişmeleri (bunlara yarın değineceğim)
düşünmek yeterlidir.
Fransız yönetiminin,
130 vatandaşının, başkentin göbeğinde IŞİD tarafından katledilmesi
karşısında gösterdiği refleksi, Devlet Başkanı Hollande’ın
başlattığı diplomasi atağını, Suriye politikasını değiştirme
cesaretini, cuma günü yapılan anma merasiminin vakarını, Türkiye’deki
rejimin Ankara katliamından sonra takındığı tutumla karşılaştırmak,
Paris katliamından sonra verilen demeçleri, çalınan ıslıkları anımsamak
da rejimin karakterini, bu kadronun ülkeyi getirdiği noktayı anlamak
açısından son derecede öğreticidir.
Yazının tamamın okumak için tıklayınız
No comments:
Post a Comment