Geçen hafta jeopolitiğin sıcak konusu Rusya,
Suriye idi. Bu hafta da Güney Çin Denizi’nde, bir çatışma çıkma
olasılığını tartışıyoruz. Diğer bir deyişle, üç büyük güç arasındaki
ilişkiler, tırmanan gerginliklere dönüşüyor.
Geleceğe dönmüş durumdayız
Çok değil 15 yıl önce, “Tarihin sonu”ndan, küreselleşmenin karşısında ulus devletlerin gücü kırıldığı için jeopolitiğin artık geride kaldığından söz ediliyordu. Ben yazılarımda “hayal kurmanın anlamı yok, daha önce, 19. yüzyılın sonunda da buralardan geçtik, kapitalizmin doğasında var” diyerek uyarıyordum. Şimdi de “emperyalizmin doğasında savaş olduğunu” bildiğimden açıkçası korkuyorum.
Artık bir süredir “klasik” jeopolitiğin, kavramlarıyla konuşuyoruz: Bir “kıta gücü”
olan Rusya, ulusal güvenliğini sağlamak adına, Avrasya kalbinin
(Heartland) çevre alanlarını (rimlands) kontrol etmek için çabalıyor.
Böylece, kırılma kuşaklarında (Shatterbelts) yer alan ülkelerin (Türkiye de bu kuşak üzerinde) güvenliklerine, bütünlüklerine yönelik riskler hızla artıyor.
(...)
Yazının devamını okumak için tıklayınız
No comments:
Post a Comment