Siyasal İslamın iktidarı pekiştikçe ülke insanı giderek artan oranda kapitalizm öncesi bir “hakikat rejimini” dayatma çabalarıyla, Cumhuriyet kurucu geleneğinin “hakikat rejimini” koruma çabaları arasına sıkışıyor. Böylece etik değerler bulanıklaşıyor, anlamlar zinciri istikrarını, egemen ideolojinin “ana göstergesi” (laiklik) verimliliğini kaybediyor. “Çürüme”, Ataol Behramoğlu’nun deyimiyle “alçalma” işte bu şizofren dünyanın, bir semptomudur!
İKİ FARKLI REJİM
Türkiye’de son yıllarda devletin kamu kurumlarının geçirdiği ideolojik dönüşüme, bu dönüşümün bilgi üretim süreçlerine, toplumsal yapıya yansıma biçimlerine bakınca, “laiklikten” hızla uzaklaşıldığı, “seküler hakikat rejiminin”tasfiye edilmekte, yerine bir “dini hakikat rejiminin” dayatılmakta olduğu görülür.
(...)
No comments:
Post a Comment