Monday, January 22, 2024

Küreselleşme, kaos ve soykırım

 


Kaos, edebiyatta, bir düzenin, uyumun, mantığın çöküşünü simgeler. Bu basit tanımı küreselleşme sürecine uyguladığımızda karşımıza, süreci tanımlamaya olanak veren unsurların oluşturduğu düzenin, o unsurların aralarındakiuyumun, birlikte işleyişlerinin mantığının çöküşünü temsil eden bir “durum” çıkıyor. New York Times, Financial Times gibi Batı’nın ekonomik, siyasi arzularını, kaygılarını yansıtan yayınlar bu durumu, “kurala dayalı düzenin dağılması” olarak algılıyorlar.

DAĞILMANIN ANATOMİSİ

(...)

Tarihte kapitalizm bu durumu hep “yaratıcı -yeniden yapılandırıcı- yıkım” ile aştı. Burada iki yol gözlemleyebiliriz: Sermaye fazlası ve nüfus fazlası, yıkılarak yeniden yapılandırılarak açılan alanlara gider ve/veya bizzat derin resesyonlar, savaşlar içinde yok olur. İkincisi, birincisini olanaklı kılacak, hatta yeni birikim olanakları yaratacak sanayiler/teknolojiler, ideolojiler, siyasi biçimler, egemen sınıfın seçenekleri, kapitalist devletin politikaları içinde öne çıkmaya başlar. Askeri-sınai-finansa kompleksi ile devlet arasındaki ilişkiler derinleşir, “süreç olarak faşizm”, ideoloji, hareket, örgütlenme ve devlet biçimi olarak gelişmeye başlar. İki yolun kesiştiği noktalarda, savaşlar, sabotajlar, suikastlar, etnik temizlik, soykırım gündeme gelir.

İKİ GÜNCEL ÖRNEK 

(...)

Boşuna mı, General Dynamics, Raytheon gibi silah-havacılık şirketlerini hisselerinin değeri artıyor, Morgan Stanley’denKristin Liwak, Gazze savaşı, “Savunma şirketleri portföyüne gayet iyi uyuyor” diyor.

yazının tamamını kumak için tıklayınız

No comments: