Thursday, October 12, 2023

İsrail’de devlet krizi ve dinci faşizm


Hamas militanları İsrail’e girdi. müzikli bir partiyi bastı; 200 sivili, bir kırsal yerleşimde kadın ve çocuk sivilleri öldürdü; tutsak alıp Gazze’ye kaçırdı. Hamas roketleri yerleşim merkezlerini hedef aldı. İsrail 1500 Hamas militanını öldürdü. Şimdi dünyanın nüfus yoğunluğu en yüksek yerleşimlerinden biri, adeta bir yarı açık hapishanesi Gazze’yi yoğun bir bombardıman altında yakıp yıkıyor. 

Çılgınlık bunlarla da bitmiyor. İsrail maliye bakanı, yerleşimcilerin lideri faşist Smotrich, “Hamas’a acımasızca vurun, tutsaklar meselesini fazla dikkate almayın” derken Hamas, “Bombardıman durmazsa tutsakları infaz etmeye başlayacağını” açıklıyor. İnsan düşünmeden edemiyor: “Dinci fanatikler, insan, ulus nedir bilmedikleri için mi ülkelerini ve insanlarını felakete sürüklüyorlar?”


BİR GECE ANSIZIN...
Bu kaos içinde gözlemcilerin akılları da bazen uçuşa geçiyor: “Dünyanın en gelişkin istihbarat örgütlerine sahip İsrail, hazırlıksız yakalanmış olamaz. Öyleyse bu savaş kurgulanmış olmalı!” Açıklaması da şöyle: Netanyahu’nun hapse düşme korkusuyla, devleti teslim etmeye başladığı Ben Gvir ve Smotrich gibi faşist liderler Gazze’yi yeniden ilhak ederek geniş kapsamlı bir etnik temizlikle tüm toprakları yerleşimci sömürgeciliğe açmak istiyorlar. İlhak için fırsat ve gerekçe yaratmak için 7 Ekim operasyonuna izin verildi!
Bu teorinin iki sorunu var: Birincisi, Hamas ve Filistinlileri edilgen, iradesiz bir kümeye indirgerken İsrail devletini, hem kendi insanlarını kurban edebileceğini düşünerek şeytanlaştırıyor hem de her şeyi gören, “ipleri çeken kuklacı” konumuna yükselterek ilahlaştırıyor. İkincisi, bu teori, İsrail devletinin krizini görmezden gelirken İsrail’in yıllardır özenle inşa ettiği,“her şeye kadir”, “yenilmez” devlet imajını destekliyor. 


Yazının tamamını okumak için tıklayınız

No comments: