Böylece vatandaşlar da kendilerini garip bir iktidar-muhalefet diyalektiği içinde buluyorlar. İktidar iktidarını konsolide etmeye devam ediyor. Muhalefet lideri de tabanını “iktidara geliyoruz” fantezileriyle uyutmaya...
Bir totaliter mühendislik projesi
AKP, 18 yıldır biteviye, “dava”, “hareket” kavramlarına vurgu yaparken, totaliter bir toplumsal mühendislik projesini (buna süreç olarak faşizm de denebilir) adım adım ve moleküler dönüşümlerle yaşama geçiriyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
Bu yazıma gelen ilginç bir eleştiriyi ve cevabımı da buraya ekliyorum:
Ergin bey özellikle Avrupa kaynaklı yorumlarınızı dikkatle izlemeye çalışıyorum. Bugün iç siyasete girmiş ve sol aydınların sıradan hobisi haline gelmiş olan CHP'yi eleştirmenin dayanılmaz hafifliğine sizde katılmışsınız. Elinize sağlık. Tek tek ele alındığında eleştirilerinizde mantıksal bir tutarlılık görülüyor. Ancak birçok sol aydının düştüğü hataya siz de düşüyorsunuz ve Türkiye'yi normal bir Avrupa demokrasisi gibi görüyorsunuz. Kurum ve kuralların tıkırında işlediğini farz edip , her kesimden muhalefetin nasıl baskılar içinde olduğunu görmezden gelip , toplumun sosyo-kültürel yapısının nasıl baskılandığını , muhafazakarlığın nasıl pompalandığını görmezden gelip CHP liderini fantezi dünyasında olarak nitelendiriyorsunuz. Son yerel seçim başarısı da kendiliğinden oldu bu değerlendirme ile. Bence asıl sorun sizin gibi iyi bir analiz yeteneği olmasın rağmen gerçeklerden kopmuş aydınlarımızdır.
Bu nedenle topluma -özellikle muhalif kesimlere- önderlik yapamıyorsunuz , çünkü size güvenmiyorlar.
..... Bey
İlginiz ve ilginç mesajınız için teşekkür ederim
“Tek tek ele alındığında eleştirilerinizde mantıksal bir tutarlılık görülüyor" diyorsunuz. Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek erdemli bir tutumdur, sağ olun.
Ancak bundan sonra ki, saptamalarınızda, nasıl desem, “biraz haksızlık” var.
Yazılarımda, "Türkiye'yi normal bir Avrupa demokrasisi gibi" görmediğim çok açıktır. Aksine totalitarizmden, "Süreç olarak faşizmden" vb., (AKP ve Restorasyon”, Laiklik Savunulmalıdır” başlıklı kitaplarıma da bakabilirsiniz) söz ediyorum. Siyasal İslam'ın Rejimin özelliklerini anlatmaya çalışıyorum.
Dikkatle bakarsanız "Türkiye'yi normal bir Avrupa demokrasisi gibi" görenin, ya da görmek isteyenin ya da bu izlenimi yaratmak isteyenin CHP liderliği olduğunu görebilirsiniz. Karşısında özgün bir parti ve devlet olduğunu anlamamakta ısrar eden o'dur. Sürekli uyarmaya çalışan ve 2000'li yıllardan bu yana uyarılarında hep (ama hep!) haklı çıkan da ben...
Şöyle eleştiriyor, hatta suçluyorsunuz: "Her kesimden muhalefetin nasıl baskılar içinde olduğunu görmezden gelip , toplumun sosyo-kültürel yapısının nasıl baskılandığını , muhafazakarlığın nasıl pompalandığını görmezden gelip"... Benim yazılarımı okuduğu söyleyen birisi bunları nasıl söyler? Bu son yazımda bile (totaliter mühendislik alt başlığından sonraki paragraflar) baskılara, totaliter eğilimlere, "faşizme" gönderme yapıyorum.
CHP şunu anlamıyor, belki de “Avrupa merkezli” (ne demekse) siyaset yaptığı için: Artık bu ülkede seçimler Avrupa'daki seçimlerden farklı yaşanmaktadır (demokraside yaşamıyoruz) ve baskılar karşısında pasif kalındıkça baskılar artar. Bir de Osmanlı merkezli bir eleştiri yapayım: CHP liderliği devlete talip ama "ya devlet başa ya kuzgun leşe" deyimini ya bilmiyor, ya da korktuğu için “miş” gibi yapıyor.
Sıkıntı burada, benim vurgulamaya çalıştığım da bu. Korkunun ecele faydası yok. Eğer durdurulamazsa "Süreç olarak faşizm" gün gelecek CHP'yi de götürecek.
Ben hiçbir kesime önderlik yapmaya çalışmıyorum. Bir entelektüel olarak eleştirel görüşlerimi kullanıma sunuyorum. CHP'den ise genel olarak muhalefete liderlik yapmasını bekliyorum, artık umudumu hızla kaybediyorum.
No comments:
Post a Comment