Son yıllarda kitlelerin siyasete ilgisi hatta doğrudan katılma arzuları artıyor. Sağ popülist akımlar yükselirken, pazartesi yazımda aktardığım gibi, sermayenin sözcülerinin sosyalizm korkusu nüksediyor, faşizm tehlikesi giderek güçleniyor. Sol hareket, Türkiye’de siyasal İslamın, rejimin yükselişini önleyememişti, dünyada da bu yeni hareketlenmeye yön veremiyor.
Ne birine öbürü...
Bu başarısızlıkların arkasında, yanlış bir ikilem yatıyor. Bir yaklaşım neo-liberalizmin, küreselleşmenin yıkımına karşı “kitleleri” ekonomik talepleri, maddi çıkarları savunarak, siyasal İslamın, sağ popülizmin etkisinden kurtarmaya, dalgayı tersine çevirmeye çalışıyor. Bunun tam karşısındaki yaklaşım adeta “ekonomik değil aptal, kültürel” diyerek, kitleleri, siyasal İslamın, sağ popülizmin etkilerden kurtaracak kültürel politikalar arıyorlar.
Bu başarısızlıkların arkasında, yanlış bir ikilem yatıyor. Bir yaklaşım neo-liberalizmin, küreselleşmenin yıkımına karşı “kitleleri” ekonomik talepleri, maddi çıkarları savunarak, siyasal İslamın, sağ popülizmin etkisinden kurtarmaya, dalgayı tersine çevirmeye çalışıyor. Bunun tam karşısındaki yaklaşım adeta “ekonomik değil aptal, kültürel” diyerek, kitleleri, siyasal İslamın, sağ popülizmin etkilerden kurtaracak kültürel politikalar arıyorlar.
Her ikisi de patinaj yapıyor...
No comments:
Post a Comment