Referandumun sonucu ne olursa olsun ülkeyi, son derecede tehlikelibir dönem bekliyor. Ülkeyi bu noktaya AKP yönetimleri, onun yolunu açan liberal entelijansiya ve CHP’nin öngörüsüzlüğü getirdi. Referandumdan sonra kendini en zor koşullar içinde bulacak olanların başında özel olarak kadınlar ve sol, işçi hareketi geliyor. Ancak geride bıraktığımız 14 yılı, özellikle Gezi sonrası dönemi, sol da değerlendiremedi. “Gezi Olayı” fırsatını kaçıran, Kürt siyasi hareketine de benzer bir eleştiriyi, özellikle haziran seçimlerini izleyen döneme ilişkin olarak yöneltmek gerekiyor.
Şimdi bir taraftan referandumdan “Hayır” çıkması için çalışırken, diğer taraftan “referandum sonrasına” hazırlanmak gerekiyor. CHP’nin, solun, hatta Kürt hareketinin geçmiş deneyleriyle, andaki durumuna bakınca iyimser olmak zor. Buna karşılık Siyasal İslam, projesini ilerletebilmek için devletin olanaklarını kullanarak hem kendi tabanını konsolide etmeye devam ediyor, hem de şoven milliyetçiliği yedeğine alarak cepheyi genişletmiş görünüyor.
Sağ kesimden Gramsci dersleri...
Siyasal İslamı AKP liderliğinde bugüne getiren “pasif devrim” sürecine bakınca, bölmek - birleştirmek diyalektiğinin başarıyla yönetilmiş olduğunu görüyoruz.
(...)
No comments:
Post a Comment