Paris’teki terörist saldırı karşısında bir yazar,
Aydınlanma geleneğine, ifade özgürlüğü düşüncelerine sadık biri olarak,
Charlie Hebdo’nun çalışanlarının onları korumaya çalışan, biri Müslüman
iki polisin profesyonelce katledilmesi karşısında şiddetli bir öfkeye
kapıldım. “Je suis Charlie” sloganını hemen benimsedim.
Ancak Aydınlanma geleneğine sadık bir birey olarak, Immanuel Kant’ın “Cesur ol, aklını kullan” uyarısını anımsayıp öfkelenmenin, “üst aklın komplosu” zevzekliklerinin ötesinde, “olayı” tüm
karmaşıklığı içinde değerlendirmek gerektiğini düşündüm. Bu
karmaşıklığın en azından dört bileşenden oluştuğunu düşünüyorum.
1) Olayın niceliğe ilişkin boyutları;
2) İlk gelişen kapitalist ülkelerle dünyanın geri kalanı arasındaki ilişki;
3) “Küreselleşmenin” etkileri: “Sömürgecinin”, “sömürge” halkıyla karşılaşmasının yeni mekânı;
4) “İnanç” ve “kutsal” sorunu...
Yazının devamını okumak için "tık"layınız
No comments:
Post a Comment