Salı günü, Boris Johnson, başbakanlık konutu önünde, “ilginç” bir konuşma yaparak nihayet “bayrağı” Tory Partisi yeni başkanı ve başbakan Liz Truss’a devretti.
LİDER KITLIĞI...
Boris’in yerine geçmek için yarışacak adaylar belli olduğunda, Financial Times’dan Janan Ganesh, “Batı demokrasilerinde bir yetenek sorunu var” ... “Galiba liberalizm artık büyük, hatta iyi, kadın/erkek (liderler) üretemiyor”diyordu.
(...)
Çünkü kapitalizm, insanlara bugünden daha iyi bir gelecek sunamıyor. Yapısal kriz uzadıkça uzuyor ama, çıkışa giden yolun bir haritası, “iyi bir gelecek”projesini tutkuyla savunacak bir lider yok. Liberalizm içinde ortaya çıkan “liderler”, nostalji satmaktan öteye geçemiyorlar. Boris kendini Churchill’e benzetiyor. Truss, Margaret Thatcher’i anımsatan fotoğraflar çektirmekten bir hal oldu...
ZAMANIN SEMPTOMU
Boris, zamanın bu ruhunun bir semptomu. Londra Belediye Başkanlığı, başbakanlığı, seri seks, para, nüfuz ticareti skandalları resmigeçidiydi;
(...)
O günden bu yana, partisinin en gerici kanadı Boris’i geri getirmeyi planlıyor.
Adam da kararlı. Salı günü, nihayet başbakanlık konutunu bırakırken yaptığı konuşmada, aslında ne kadar başarılı olduğunu ısrarla vurguladı, kendini “füze uzayda giderken yolda işi bitince okyanusun bilinmedik bir köşesine düşen hız kazandırıcı roketlere” benzetti (sizi buraya ben taşıdım...) orada da duramadı ben de Romalı Cincinnatus gibi... diyerek devam etti.
(...)
No comments:
Post a Comment