Thursday, January 28, 2021

Safları sıklaştırma zamanı

 

Siyasal İslamın AKP rejiminde, kendini tekrar eden istikrarsızlıklarının bozulmaya, yeni bir “durumun” şekillenmeye başladığını düşündüren işaretler artıyor. İktidarın toplumsal tabanındaki erimenin hızlandığı, buna çare olarak Merdan Yanardağ’ın TELE1’de dikkat çektiği gibi, AKP dışına itilmiş Davutoğlu ve Babacan’ın ölü doğmuş partileriyle “Millet İttifakı’nı” parçalayarak CHP’siz bir “şahsım muhalefeti” yaratma hesapları gelişiyor. Bu sırada CHP, HDP ve sosyalist solu hedef alan yeni bir şiddet dalgası yükseliyor.

Muhalefetin, yeni “durum” içinde fark yaratabilecek bir siyasi çekim merkezini inşa edebilmesi için saflarını hızla sıklaştırması gerekiyor. İkincisi: Gittikçe artması olası saldırılar karşısında korunabilmek için geniş ve etkin bir dayanışma ağı gerekiyor.

(...)

Safları sıklaştırmaya gelince, en büyük sorumluluk ne yazık ki muhalefetin en dağınık, sürekli CHP’den yakınan kesimine, sosyalist sola düşüyor. Pazartesi yazımda ABD örneğinden aktarmıştım. Bu kesim hareketlenmeden ve enerjisi tek bir kanaldan akmaya başlamadan CHP (sosyal demokrat ya da merkez sol/sağ-popülist ne derseniz deyin), bırakın geçmiş yenilgilerinden gereken dersleri çıkarmayı, kendini “yeni durum” içinde tanımlamayı dahi başaramayacaktır.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız



Monday, January 25, 2021

Krizler şaşırtır

 

ABD’de pandemiyle, ekonomik, ekolojik, siyasi krizlerin çakıştığı noktada göreve başlayan Biden-Harris yönetimi, dinci-ırkçı faşist sağı ve solda sosyal demokrasiyi küçümseyenleri şaşırttı.

‘NASIL YANİ?’

Trump’ı Tanrı’nın lütfu, adeta Mesih olarak gelmiş biri olarak gören, ırkçı-dinci faşistler, Biden’ın asla başkan olamayacağına inanıyorlardı. Tanrı son anda müdahale edecek, bir mucize olacak, Trump başkanlığı ikinci kez alacaktı.

(...)

Nasıl yani?”, “İncil’deki kehanetlere ne oldu?”

(...)

Sosyalistlerin, sosyal demokrasinin üstünü çizmiş kesimi de şimdi Biden’ın ilk günde imzaladığı kararnameleri bir bağlama oturtmaya çalışıyorlar.

(...)

Şimdi, bu “gayet ilerici” kararlar karşısında kimi sosyalistlerin de “Nasıl yani?” kampına katıldığını görüyoruz.

(...)


Thursday, January 21, 2021

... ve ‘Birleşik Krallık’



Kapitalist uygarlığın ABD örneğine bakmıştık. İkinci örnek de kapitalizmin beşiği, ABD’den önceki hegemonya merkezi, neo-liberalizmin doğduğu ikinci ülke, finans piyasalarının merkezi olarak Birleşik Krallık’tır. (ya da “Great Britain”- Büyük Britanya)

Aşırı durumlara örnek olarak da Brexit ve Covid-19 fiyaskolarıyla Johnson hükümetinin “Siyah Yaşamlar Önemlidir” hareketiyle yükselen ırkçılıkla mücadele karşısındaki tutumumu alabiliriz.

(...)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız 

Monday, January 18, 2021

ABD neyin örneğidir?

 

Bir türü anlayabilmek için onun evrim sürecindeki en ileri örneğine bakmak gerekir (Grundrisse, Sf. 105). “Bir olguyu en iyi anlama şansını da onun en aşırı durumuna bakarak bulabiliriz.” Kapitalist uygarlığın en ileri örneği olarak ABD’ye bakınca, çok çarpıcı gelişmelerle karşılaşıyoruz. 2008 mali krizi, Covid-19 salgının yönetimindeki başarısızlık, 6 Ocak’taki darbe girişimi de “en aşırı durumun” örnekleri olarak görülebilir.

EN AŞIRI DURUMUNDA…

Mali kriz, kapitalizmin kriz yönetim modelinin iflasını sergiledi, 13 yıl sonra hâlâ ortada yeni bir model yok. Trump yönetimi, Covid-19 krizini önce, “demokratların uydurması”, “bahara sönümlenecek” gibi ifadelerle ciddiye almadı; taraftarları maske takmak, sosyal mesafeyi korumak gibi önlemleri, bireyin “bedensel egemenliğine” ve “serbestliğine” (liberal kapitalizmin iki temel ilkesine) müdahale olarak algıladı. Sonra, Trump, seçim sonuçlarını değiştirmeye odaklandı, salgınla mücadeleyi bıraktı.

(...)

EN TEHLİKELİ HAFTA VE ‘KÜKREYEN 20’LER’

Radikal Protestan akım, “Karizmatik Hıristiyanlık” olarak bilinen ve kendi “kâhinlerine” sahip çevreler, Trump’ın başkanlığının Tanrı’nın planı, İncil’deki kehanetlerin bir gereği olduğuna inanıyorlar. 66 milyon Amerikalının bir şekilde ilişkide olduğu bu alanda, “Tanrı’nın, nasıl Musa için Nil Nehri’ni açtıysa, Trump için de son anda bir mucize yaratması” bekleniyor.

(...)

Thursday, January 14, 2021

Genlerinde var

Washington’da Kongre binasını basan silahlı beyaz ırkçı-dinci kalkışmadan sonra: “Biz muz cumhuriyeti miyiz?”, “Hiç beklenmedik bir şey!”. Ben de bu şaşkınlığa şaşırıyorum. Çünkü, çarşamba günü yaşananların hepsi Amerika’nın genlerinde vardı ve Trump dönemi, bu genleri daha da etkinleştirmişti.

‘SOYKIRIM’, ‘KÖLECİLİK’

ABD, kıta yerlilerinin topraklarına el konulmasıyla birlikte ilerlemiş bir soykırım ve kölecilik üzerinde şekillendi. 

(...)

Manifest destiny”, yaklaşık 100 milyon yerlinin yok edilmesine, 300 bin Afrikalının köle olarak getirilmesine dayanan bir kapitalist yayılma süreci anlamına gelir. Boşuna mı Malcolm X, “Biz Plymouth kayasına inmedik, o kaya bizim başımıza indi” demiştir.

SİLAH VE EMPERYALİZM

Beyaz üstünlüğü”, beyaz adamın, siyah-kahverengi olanları yok etme pahasına var olma hakkı, ABD’nin genlerinde vardır. Silah “kültü” de “Vahşi Batı”ya doğru yayılan yeni yerleşimlerin, yerlilerle soykırım savaşlarının başlamasıyla ilgilidir.

(...)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız


Monday, January 11, 2021

I. Perde kapandı

 

Çarşamba günü, ABD’de Kongre Biden’ın başkanlığını onaylamak üzere toplandığında yorumcuların “devrim”, “ayaklanma”, “isyan”, “kalkışma”, “darbe” kavramlarıyla tanımlanmaya çalıştıkları bir “olay” yaşandı. Birkaç saat sonra Kongre toplantısı yeniden başladı, Biden’ın başkanlığı onaylandı. Böylece ABD’de, Trump dönemi sona ererken süreç olarak faşizmin “I. Perdesi” kapanıyordu.

TARİH BAZEN KAFİYELİ KONUŞURMUŞ

Tarih kendini tekrarlamazmış ama bazen kafiyeli konuşurmuş”. Çarşamba günü Washington’da yaşananlar, Mussolini’nin “Roma Yürüyüşünü”, Hitler’in “Birahane Darbesi”ni anımsattı.

(...)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız

Thursday, January 07, 2021

Tek ülke, ‘çok’ realite

 

Siyasal İslamın totaliter arzuları toplumu böldü. Bugün Türkiye vatandaşları aynı “realiteyi” paylaşmıyor. Birbirinden çok farklı en az iki “realiteden” söz etmek olanaklıdır: Siyasal İslamın “hakikat rejiminin”, “özdeşleşme nesnelerinin”, yeni bir tarih yazmaya çalışan, nostaljik fantezilerin oluşturduğu “realite” ile Cumhuriyetin laik demokratik denemeleri ve çabalarının mirasının, “Aydınlanma” geleneğine dayalı bir “hakikat rejiminin” “realitesi”. Bu ikinci “realite” içinde, “Kürt sorunu” etrafında şekillenmiş bir “realite” daha var. Bu koşullarda, ülkede bir ortak “realite” oluşmadan görece demokratik bir rejim restore edilemez.

(...)

ÇARPICI BİR ÖRNEK

Hafta sonunda, Sakarya’da emekçi kesimden bir kadınla yapılan TV söyleşisi çok canlı ve çarpıcı bir örnek oluşturuyordu.

(...)

Kısacası muhalefet ve sol hareket, ekonomik çıkarların, içinde dile getirildiği değerler, inançlar ve genel olarak kültür alanında, özgünlüğünü kaybetmeden hareket etmeyi öğrenmek zorundadır.

Yazının tamamını okumak için tıklayınızin

Monday, January 04, 2021

Sanatçıyı beklerken


Cumhurbaşkanı, “Türkiye, bizim dönemimizde” diyor “kültür, sanat, müzik, edebiyatta da prangalarından kurtuldu.” (Feyzi Açıkalın). Geçen hafta “yandaşlara” kültür sanat ödülleri dağıtırken, artık nasıl bir sanatçı beklediğini de açıkladı.

(...)

... siyasette “angaje”, egemen “sanat rejiminin” sınırlarını zorlayan, yapıtlarıyla olanı değil, doğmakta olanı gösterebilen sanatçılar çoktan geldiler. Cumhuriyetin tarihine bakmak yeterlidir. Ve gelmeye de devam edecekler, ama siyasal İslamın içinden çıkarak değil.

(...)

yazınınntamamını okumak için tıklayınız