Monday, June 20, 2022

Corbyn’den Melenchon’a

 

İngiltere’de, Jeremy Corbyn’in, Fransa’da Melenchon’un deneyimleri sosyalist sol açısından, bir paradigma sorununa işaret ediyor.

KISACA CORBYN

Corbyn (1949) tüm yaşamı boyunca sosyalist gruplarla, savaş, ırkçılık karşıtı, göçmenlerin haklarını savunan kampanyalarla dayanışma içinde oldu. Rakipleri bile Corbyn’in, dürüst, sosyalist kimliğinden taviz vermeyen “otantik” bir siyasetçi olduğunu kabul ediyordu.

İşçi Partisi’nde, 2015 yılında, sağcı adaylar arasından sıyrılarak başkan seçilen Corbyn, sosyalist fikirleriyle ülke politikasını ve partiyi canlandırdı. İP’nin üye sayısı yüzde 100 artarak 600 bine ulaştı.

(...)

VE “PARADİGMA SORUNU”

Deneyimli bir sosyalist olan Melenchon’un, “Baş Eğmeyen Fransa” adlı grubun deneyimi farklı bir olasılığa işaret ediyor. Melenchon, 2017 seçimlerinden de farklı olarak bu kez başkanlık seçimlerinde 2. tura kalma şansını, solun geri kalanının oyunu alamadığı için kıl payı kaybetti, ama solun en çok oy alabilen siyasetçisi olduğunu kanıtladı. Bu durumu değerlendiren, Melenchon hem sosyalizme geçme projesini rafa kaldırdı, NATO’ya, ABD’ye ve Fransız “seçkinlerine” yönelik eleştirileri yumuşattı; işçi sınıfının ekonomik taleplerini, ekolojik sorunları öne çıkararak “klasik düzenlemeci bir sosyal demokrasi” projesini benimsedi; solu bir araya getirmek için, sol içi görüşmelerde daha uzlaşmacı siyaset izledi. 

Fransa solu (SP, FKP, AntiKapitalist, Yeşiller vb.) meclis seçimlerine giderken “Yeni Ekoloji ve Toplumsal Halk Birliği” (NUPES) adı altında ve Melanchon’u desteklemek için bir araya geldi. Meclis seçimlerinin ilk turunda NUPES/Melenchon, Macron’un partisinden daha fazla oy aldı. Böylece Fransa’da sosyal demokratik sol yeniden canlanıyordu.

(...)

Bugün, kapitalist sınıfların kimi kesimleriyle uzlaşarak hem halkın yaşam koşullarını iyileştirmeye hem de ekonomik kriz yönetmeye uygun politikalar geliştirmek olanaklıdır. Bu, sosyal demokrasinin paradigmasıdır ve yeterince oy alabilirse, hükümete olma şansı vardır! 

Sosyalistlere gelince

(...)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız

No comments: