Thursday, November 18, 2021

Bir ‘çılgınlığın’ metodu


Ekonomistler, kimi iş çevreleri, rejimin, “yanlış” ekonomi politikalarında ısrar etmesine bir türlü akıl sır erdiremiyorlar. Rejimin liderinin “Biz ekonominin kitabını yazdık” ifadeleri de bu kaygıların üzerine tuz biber ekiyor.

Bu da bana, Hamlet trajedisindeki Bu bir çılgınlık ama içinde bir metot var” sözlerini anımsatıyor. Neden, birilerine çılgınlık gibi gelen, bir başkası için yaşamsal önemde metodik/rasyonel bir tercih olmasın?

EKONOMİ ÜZERİNE 

Ekonomi politikalarının etkileri irdelenirken çoğu kez, kapitalist ekonomi, onun “sermaye birikim rejimi” homojen bir “sistem” olarak düşünülüyor. Gerçekte, sermaye birikim rejimi, özgün bir karmaşıklığın işleyişini temsil eder:

(...)

amacım, ekonomiye bakarken, homojen bir yapıntı görmeye çalışmak yerine farklı birikim tarzlarının, bunlar üzerine yaşayan farklı sınıf/tabaka çıkarlarının, bu çıkarlara uygun farklı politika taleplerinin var olma olasılığını da göz önüne almak gerektiğini anımsatmak.

BİR SÜRDÜRÜLEMEZLİK...

Bu teorik düzeyden, “şimdi ve buradaki” duruma geçersek, bu“yanlış” politikaların aslında belli bir sınıf/tabaka çıkarının ifadesi olma olasılığını değerlendirmek gerekiyor. Bu sınıf çıkarlarına ilişkin saptama tabii ki “doğru” politikalar olarak önerilen “yapısal reformlar”(?), yüksek faiz ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığı gibi şeyler için de geçerlidir. 

(...)

Evet, çılgınlığın arkasında bir metot var ama bu bir sürdürülemezliğe ve kaçınılmaz bir kopuş noktasına doğru gidişe işaret ediyor. Şimdilik “doğru politikalar” olarak önerilenlerin de sanayi-banka kompleksinin çıkarını temsil etmeye çalışırken orta sınıfların, emekçilerin refahına büyük darbe vuracağını ancak ekonominin düşüşünü durduramayacağını da vurgulamak isterim.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız

No comments: