Monday, August 14, 2023

Ilık suda giderek haşlanmaya ilişkin

 


Ilık suya atılmış kurbağa gibiydik başlangıçta. Sonra su ısınmaya başladı. Seçimlerden sonra özellikle son haftalarda rejim ateşi körüklüyor, suyun ısısı hızla artıyor. Son bir hamle yapılamazsa su kaynamak üzere.

ISINAN SUYUN ÇOK KISA TARİHİ

O tarihi çok iyi biliyoruz. Siyasal İslamın partisi AKP’nin ülkeyi demokratikleştirecek saçmalığı ile başladık: “Merak etmeyin değiştiler... Bunlar Hıristiyan demokrat gibi bir şey...” ve su ısınmaya başladı. “Tek adam” rejimine açılan anayasa oylaması “yetmez ama evet” saçmalıkları içinde geçti. “Gezi”oldu, ardından su ısınmaya devam etti. Seçimler birbiri ardına çalındı, “Atı alan Üsküdar’ı geçti”, su ısınmaya devam etti. Ana muhalefet partisi ise rehavet içindeydi. CHP liderliği, sanki “güçler ayrılığı” ortadan kalkmamış, seçim sistemi YSK yoluyla, bürokrasi ve güvenlik güçleriyle denetim altına alınmamış, seçim kaybetme olasılığı “defterden” çıkartmamış gibi yaşıyordu. CHP, rejimin dilini benimserse onun tabanından oy çalabileceğine böylece seçimleri kazanabileceğine inanmaya devam ediyordu. Yenilgiler birbiri ardına geliyor, su da ısınıyordu.

(...)

‘ESKİ TAS ESKİ HAMAM’

Peki bu kaynama noktasında muhalefet cephesinde neler oluyor? Zaten, ilkesiz ve gerçeklikten yoksun bir yapıntı olan 6’lı masa siyasal İslam içi muhalefetiMeclis’e taşıdıktan sonra dağıldı. Geriye ana muhalefet partisi CHP ve uzun süredir ilk kez, bir seçim ortamında, siyaset alanında kendini göstermeyi başaran sosyalist hareket kalıyor. 

CHP, durumun ayırdında (suyun kaynama noktasında) olduğuna ilişkin ne siyasi ne kültürel ne de kurumsal alanda yeni öneriler üretemeden, bir “değişim-dönüşüm” fantezisi ile “her şeyin aynı kalmasına olanak verecek bir formül arıyor”.

(...)

Sosyalist “hareketin” durumu da çok farklı değil. Rejimin baskı araçları çeşitlenir, yaygınlaşırken bu duruma cevap vermeye uygun çalışma tarzlarını, araçlarını kurumlaşmayı konuşmaktan, uzlaşma/yakınlaşma yollarını aramaktan uzak duruyor. “Çokluğu”, ortak bir perspektife sahip, disiplinli, kararlı bir “birliğe”, en azından eylem birliğine dönüştürerek, enerjisini tek bir kanaldan akıtmanın yolunu bularak var olan “ilkelliğin” kaosunu aşmaya çalışmıyor. 

(...)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız

No comments: