Monday, August 07, 2023

Muhalefet ne yapıyor?

 


Seçimlerin üzerinden üç ay geçti. Martta ülkenin ekonomik, kültürel hatta demografik açıdan en önemli kentlerini de kapsayan yerel seçimler var. Yaygınlaşmaya ve derinleşmeye devam eden rejim bu kentleri ele geçirmeye tüm hızıyla hazırlanıyor. Peki, bu durumda “Muhalefet ne yapıyor?” Bu soruya iyimser bir cevap vermek çok zor.

(...)

Bu garip durumu anlayabilmek için önce “CHP nedir” sorusuna cevap vermek, sonra da liderliğinin arzularına ve kapasitelerine bakmak gerekir.

SOSYAL DEMOKRASİDEN MUHAFAZAKÂRLIĞA 

CHP, Ecevit döneminde, sonra SHP iken ulusalcı, Cumhuriyetçi, laik, halkçılıktan sosyal demokrasiye dönüşmeye çalışan, kısacası kurucu “6 Ok” programınısosyal demokrasi temelinde güncellemeye çalışan bir partiydi. Kılıçdaroğlu ile bu güncelleme durdu; CHP’nin ideolojisi, sosyal programı belirsizleşti. Seçim kazanmak ve hükümete gelmek, belli bir sosyal programı hayata geçirmenin aracı olmaktan çıktı, kendi başına bir amaç oldu. Öyle olunca da CHP liderliği, “Benim seçmenim tıpış tıpış oy verir” inancı, “Seçmenin çoğunluğu muhafazakârdır” varsayımı ile siyasal İslamın tabanından oy çalmak için laiklik gibi kurucu ilkelerinden vazgeçmeye, onun politikalarını desteklemeye, dilini benimsemeye başladı. CHP, seçmeni sosyal demokrat bir programa kazanmaya çalışan değil, toplumun en düşük ortak paydasının değerlerini, arzularını yansıtmaya çalışan bir muhafazakâr partiye dönüştü. “Altılı masa” bu muhafazakârlaşma sürecinin, ekonomik ve kültürel anlamda tamamlandığınıgösteriyordu. Böylece “CHP nedir” sorusunun cevabını vermiş oluyoruz.

(...)

Kılıçdaroğlu, siyasi hatta sosyal sermayesinin büyük bir kısmını tüketmiştir. Yerine aday gibi görünen İmamoğlu, önceki yazımda vurguladığım gibi, muhafazakârlaşma sürecini, rejimin tek adam yapısını da benimseyerek ilerletmekten yana, dünya görüşü karmaşık, bir belirsizliktir; 

(...)

Ancak, bu “umutsuz durum” değiştirilemez değildir. 

(...)

Sherlock Holmes’un  dediği gibi, “Tüm imkânsız olanları elediğinizde, geriye kalan, ne kadar düşük bir olasılık olursa olsun gerçek olmalıdır.” 

Yazının tamamını okumak için tıklayınız

No comments: