Macaristan’da, Victor Orban, altı partili “muhalefet ittifakı”karşısında ezici bir seçim zaferi kazandı. İttifakın lideri Marki-Zay, “Sonucun böyle olacağını asla düşünmemiştik” demiş, eklemiş: “Yenilgimiz ülkedeki demokrasi eksikliğinin sonucudur”. İlk tepkim (Twitter) “Seçimlerden önce aklınız neredeydi? Niye, insanları kandırıp seçimlere demokrasi varmış gibi girdiniz?” oldu. Sonra, Orban rejimi gibi rejimlere karşı mücadele edebilmek açısından önemli bulduğum iki konu üzerinde düşünmeye başladım: Birincisi, “Yeni faşizm” ve faşizmin süreç olarak gelişme özelliği. İkincisi de emekçi sınıfların, ekonomik çıkarlarına aykırı siyasi partilere oy vermeleri.
DEMOKRASİ VE SÜREÇ OLARAK FAŞİZM
Demokrasiye, “Kimin için” sorusunun ışığında, iki açıdan yaklaşabiliriz: (1) “Devlet biçimi” olarak demokrasi. (2) “Haklar ve özgürlükler” olarak demokrasi. Birincisi, coğrafyası, kurumsal özellikleri bir sınıfa atıfla tanımlanabilen (proletarya demokrasisi/ burjuva demokrasisi gibi) ve sosyalizm açısından, devlet sönümlenirken, “gerçekleşerek” sönümlenecek bir “yapıntı”. Öbürü ise genişleme, daralma “spazmları” içinde ve sosyalistler açısında sürekli genişleme yönünde ilerletilmesi gereken bir süreç.
(...)
No comments:
Post a Comment