İslamın AKP rejiminin yine bir yol ayrımına geldiğini düşündürüyor. Ancak bu yol ayrımından sonra, “Rejim yine yeni bir hatta geçerek ilerlemeye devam edecektir” demek, “Yeni hatta geçerken ‘araba’ devrilir mi? Devrilirse ortalığa neler saçılır” gibi sorulara cevap verebilmek kolay değildir. Çünkü, “istikrarsızlıkların istikrarı” bozulup da “durumun” çeperi geçirgenleşince “olasılıklar yelpazesi” hızla genişlemeye başlıyor.
(...)
Peker’in açıklamalarıyla birlikte oluşan durum, şimdi şu soruyu akla getiriyor: Siyasal İslam, geleneği kendisininkinden farklı olan bu son kesimle de yollarını ayırmaya ve siyasal İslamın en radikal unsurlarına, Milli Görüş taraftarlarına dayanarak rejimde de bu yol ayrımına uygun dönüşümleri gerçekleştirerek ilerlemeyi mi planlıyor?
Olabilir ama bu kez farklı. Bundan önceki tüm yol ayrımları AKP’nin yükselme ve rejimin ilerleme süreci içinde yaşandı. Bundan önceki “15 Temmuz” olayının gösterdiği gibi gerileme süreci başladıktan sonra yol ayrımlarını aşmak giderek zorlaşıyor.
(...)
CHP’nin solundaki hareketlere ve gruplara gelince: Kapitalizm ve emperyalizme karşı mücadele etmeye kararlı olduklarını her fırsatta vurguluyorlar ama karmaşık örüntüleri ifade eden soyutlamalar olan “kapitalizme” ve “emperyalizme” karşı doğrudan ve genel olarak mücadele edilemeyeceğini unutuyorlar. Mücadele, kapitalizmin ve emperyalizmin bugün burada, siyasi ve kültürel alandaki egemenliğinin somut biçimlerini, bunların aktörlerini hedef alırsa anlamlıdır. Bugün bu biçimlerin aktörü, Türkiye’de siyasal İslamın (kültürel) rejimini (siyasi) “süreç olarak faşizm” olgusu içinde temsil eden AKP ve liderliğidir.
(...)
No comments:
Post a Comment