Muhalefetin önünde bir fırsat kapısı açıldı; hızla içeri girmek gerekiyor. Akşener’in çıkışıyla oluşan kriz, yeninin doğuşunun ebesi olabilir.
‘Escamotage’ ve fantezi
Siyasette, “escamotage” esas konu yerine, yan konuları tartışmakta ısrar anlamına gelir. Akşener, “Bunu neden yaptı?”, “İntihar mı etti?”, “Arkasında kim var?” gibi konularla uğraşmak bir “escamotage” örneğidir. Esas konu, “Seçimler ve REJİM”dir.
Fantezi ise “Altılı masa bir birliği temsil ediyor” savıydı. Süreç olarak faşizmin hızla, tarikatlarıyla, provokasyonlarıyla toplumsal kutuplaşmayı derinleştirerek ilerlediği bir durum içinde bu kutuplaşmayı aşabilecek bir ittifakın kurulabilmesi olanaklı değildi. Bu iki boyutlu bir kutuplaşmadır. Bir taraftan siyasal İslam (tarikatlılar, medya, siyasallaşmış devlet bürokrasisi, sadakaya bağlanmış yoksullar) ile laik Cumhuriyetçi gelenek ve emek ile sermaye arasındaki dikey kutuplaşmalar, diğer taraftan bu iki kutuplaşmayı yatay olarak kesen, “Kürt sorunu” ile şoven milliyetçilik arasındaki kutuplaşma.
Bu kutuplaşmalar, gerçek sınıf/iktidar ilişkileri (ekonomik kaynak, “kültürel sermaye” dağılımı) matrisi üzerinde duruyorlar. Bu matrisin yapısını değiştirmeden bu kutuplaşmaları aşma iddiası, bu matrisin koruyan bir destekleyici fantezi olmaktan öteye gidemez. CHP’nin Ekmeleddinfiyaskosundan bu yana tarihine bakınca, “altılı masa” da dahil, gidemediği de besbellidir.
(...)
No comments:
Post a Comment