“Ortak Politikalar Mutabakat Metni”ni (OPMM) hazırlayanların ne “içerideki”(güç dengelerinin sınırlarını) ne de Türkiye’nin içine bulunduğu “sistemin”durumunu göz önüne aldıklarını söylemek zor: Bu bağlamda, OPMM adeta havada kalıyor.
*
Emre Kongar Hocamın yorumlarından yararlanırsam, OPMM’yi hazırlayanlar, “‘Şahsım Devleti’nin sadece kurumlarda değil, bu kurumların içindeki kadrolarda yani insan malzemesinde yol açtığı yıkım hangi yöntemle ve nasıl onarılacak” sorusunu, olanı koruyarak devam etmeyi planladıkları ya da bir devletin yönetiminden sorunlu sınıfları/tabakaları değiştirmenin yarattığı toplumsal “travma”yı düşünemedikleri için yok saymışlar. OPMM’nin “temel hak ve özgürlükler konusunda... ancak CHP’nin verdiği çok belirgin birtakım ödünlerle imzalanmış olmasından kaynaklanan, siyasal, ideolojik, soyut ve somut belirsizlikler” (İstanbul Sözleşmesi, laiklik, “Kürt sorunu”, tarikatlar) bence ilk olasılığı (“pasif devrim” içinde bir “konsolidasyon”) destekliyor. Üstelik, toplumun kendileri dışında kalan kesimini “azgın azınlık”olarak niteleyen bir dinci-terörist damarın giderek güçlendiği bir ortamda...
OPMM’nin ekonomik önerileri, büyük sermayenin neoliberal fantezileriniyansıtıyor. “Fantezi” diyorum çünkü neoliberal modelin “kapitalist realiteyle”bağları çoktan koptu. Bir kriz yönetim modeli olarak uygulandığı her yerde ya hastalığı ağırlaştırıyor ya da Sri Lanka’da (Mısır’a da dikkat!) olduğu gibi hastayı öldürüyor.
İki “fanteziye” değinmekle yetineceğim.
(...)
*
Rockefeller International’ın yönetim kurulu başkanı R. Sharma’nın sözleriyle “Dünya ekonomisi, on yıllardır görülmemiş bir döneme giriyor” (Financial Times). Bu saptama, Dünya Ekonomik Forumu (Davos) toplantısına giderken hızlanan, toplantıya damgasını vurduktan sonra yoğunlaşarak devam eden tartışmaların bir parçası.
(...)
No comments:
Post a Comment