Thursday, March 25, 2021

‘Şehir ve Şehir’ üzerine spekülatif düşünceler

 

Bir haftadır yaşanan (İstanbul Sözleşmesi, Merkez Bankası Başkanı, HDP, Gezi Parkı, Kanal İstanbul… Boğaziçi öğrencilerinin davasındaki iddianame) “garip gelişmelerle” ilgili yorumları okurken bir “bilişsel uyumsuzluk” içine düşer gibi olduğumu fark ettim. Bir taraftan kimilerine göre siyasal İslamın AKP rejimi hata üstüne hata yapıyor, yönetemiyor, “kendi ayağına sıktı”. Öbür taraftan AKP rejimi 19 yıldır giderek artan bir rahatlıkla her istediğini yapıyor, sürekli yeni siyasi, kültürel mevzileri ele geçiriyor, kısacası iktidardadır, sözcüleri kendilerinden çok emindir. Ben iki önermeye de katılıyorum “bilişsel uyumsuzluk” da bundan kaynaklanıyor. 

Bu uyumsuzluğun ayırdına vardığımda, China Melville’in “The City and the City” (Şehir ve Şehir) başlıklı bilimkurgu romanını anımsadım.

İKİ REALİTE TEK MEKÂN

Melville’in romanında, tek bir coğrafi mekân üzerinde, kültürleri, teknolojik gelişmişlik düzeyleri ve lisanları, kısacası realiteleri birbirinden farklı Besz´el and Ul Qoma adlı iki şehir var. Bu iki şehir ve iki farklı realite, aynı coğrafi mekânı paylaşıyor ama birbirine karışmıyor. Çünkü birinin sakinleri öteki şehri görmeyerek yaşıyorlar. 

(...)

Cumhuriyetçi şehrin, kendini tek şehir sanmaktan, öbürünü ve karşısındaki yaşamsal tehlikeyi görmemekte ısrar etmekten vazgeçmesi aynı coğrafyada iki şehir paradoksunu, “kendi şehrinin” gereksinimleri bağlamında çözecek, bu asalak ilişkiye son verecek önlemleri ve eylemleri düşünmesi gerekiyor, hem de acilen...

(...)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız

No comments: