ABD başkanlık ve senato seçimlerine yaklaşık beş hafta kaldı. Ülke, sıradan bir demokratik pratiğe değil, adeta “iyi ile kötünün son savaşına” hazırlanıyor.
‘Mükemmel fırtınaya’ derken
Biden ya da Trump, çok az farkla kazanacak. Her iki taraf da öbürünün hile yapacağına inandığı için, seçim gecesi ve ertesinde bir kriz çıkacak. Şimdilik, bu krizin biçimini, şiddetini, çapını kestirmek zor. Geçen hafta Financial Times’da Edward Luce, “Mükemmel fırtınaya doğru” diyordu. “Mükemmel fırtına” karanlık olasılıklara işaret ediyor.
(...)
Cumhuriyetçi Parti’nin ünlü devlet başkanlarından Ronald Reagan’ın baş hukuk danışmanı Charles Fried, Trump’a bağlı bu milisler için “bir tek kahverengi üniformaları eksik” diyor. Fried’e göre “Trump ve etrafındakiler kesinlikle ırkçılar, sıradan demokratik ve anayasal kuralları takmıyorlar, kendi çıkarlarının ve hedeflerinin ulusun çıkarı ve hedefi olduğuna inanıyorlar, onları iktidarda tutan her şeyi ulusal çıkar adına mubah görüyorlar”. Fried, “Bu onları faşist yapmaz mı” diye soruyor.
Fried, bu tespiti yaptıktan sonra deneyimli bir siyasetçi olarak kolları sıvamış. Fried, Cumhuriyetçi Parti’de Micael Steele gibi bir grup saygın hukukçu ve siyasetçileriyle birlikte, hem Biden’i destekliyor hem de Demokratik Parti’yi destekleyen dayanışma örgütleriyle birlikte davranmaya çalışıyor. Bu işbirliği tüm muhalefeti Geçişin Dürüstlüğü Projesi adlı bir çatı örgütü altında birleştirmeyi amaçlıyor, seçimlerin ertesinde bir darbe girişimi durumunda sokağa dökmek üzere hazırlanıyor. Faşizm tespiti yapanlar, aralarındaki siyasi farkları bir kenara koyup güçlerini birleştirmeye çalışıyorlar.
(...)
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
No comments:
Post a Comment