Thursday, March 10, 2022

Ukrayna krizi ve küreselleşme

 

Ankara’da 1994 yılında yaptığım bir sunuşta “Küreselleşme mi? Teşekkür ederim, istemem” demiştim. “Yeni bir çağ”, “ulus devletlerin sonu” gibi sıfatlarla tanımlanan bir olgu karşısında böyle bir tutumun, ıslah olmaz bir sosyalistin gerçekliğe gözlerini kapatma çabası olarak algılanma riski yüksekti. Kimi zaman öyle de oldu. Ancak bu “küreselleşme”, uygarlık tarihine ait küreselleşmeden farklı olarak, kapitalizmin yapısal krizineait bir “biçim”, mekân düzenlemeye ilişkin bir kriz yönetim modeliydi, kapitalizmin iç çelişkileri altında çökecek geçici bir süreçti. 

Uluslararası sermaye kendine yeni dolaşım, değerlenme alanları açıyor; hızlanan tüketim, küresel ısınmayı iklim krizine doğru itiyordu. Yeni dijital teknolojiler, bir taraftan bu süreci desteklerken diğer taraftan yerel krizlerin hızla genelleşmesine zemin hazırlıyordu. En tehlikelisi, yeni büyük güçler, ABD hegemonyası altındaki emperyalist sistem içinde yükseliyor, sistemin verili kurallarını sorgulamaya başlıyordu. Böylece emperyalist sistemin ABD hegemonyası altında geçici olarak kazandığı istikrar hızla aşınıyordu. 

(...)

BİRİ EMPERYALİZM Mİ DEDİ?

Emperyalizmi düşünürken, dört noktayı özellikle değerlendirmek gerekiyor: 

(...)

Bugünün son derece olumsuz koşulları içinde sol entelijansiya, 1980’lerdeki ve 90’lardaki yoldaşlarından farklı olarak, “geçmişi”(yapılarının ve kişilerinin, tüm hata ve zaaflarını unutmayı seçerek) adeta “asrı saadet” düzeyine yükseltiyor, oraya ilişkin fantezilere sığınmaya çalışıyor. Kapitalizme karşı özgürlük mücadelesi yerine emperyalizme karşı ve kimi devletlerin ittifaklarından oluşan “kampların” birini seçerek mücadele etme eğilimi öne çıkıyor. 

(...)

Yazının tamamını okumak içn tıklayınız


No comments: