Monday, September 28, 2020

‘Ne oluyor? Ne oluyor?’


Covid-19 salgını, ekonomik kriz, ölümcül etkileriyle birlikte hızlanarak ilerlerken rejim, baroları parçaladı, Ayasofya’yı yeniden fethederek camiye dönüştürdü, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma talebini canlandırdı, Tabipler Odası görevini yaptığı için hedefe konuldu, bu arada “Stratejik İletişim” adı altında bir aktif propaganda ve muhalif seslerle mücadele örgütü kuruldu, altı yıl önceki bir olaya atıfla HDP’nin önde gelen isimleri apar topar tutuklandılar. Kılıçdaroğlu ve Akşener’in tutuklanacağı söylentileri de var.

Peki, ne oluyor? Beckett’in “Oyunun Sonu” yapıtından, çok sevdiğim o sözlerle, “Ne olacak. Şeyler kendi seyrini izliyor!

Rejim, Covid-19 salgını, ekonomik kriz karşısındaki beceriksizliğinden, muhalefetin yararlanamayacak kadar basiretsiz olduğunu fark edince, “siyasal alanın”, “konuşulabilir olanın” sınırlarını “dini hakikat rejimini” egemen kılacak biçimde daraltma sürecinde yeni hamleler yapabileceğini gördü.

Yazının devamını okumak için tıklayınız

Thursday, September 24, 2020

Ya seçimle gitmezse?


ABD, liberal demokrasinin mükemmel örneği, hatta kalesi olma iddiasındadır. 

(...)

“Trump seçimleri kaybeder ama gitmezse ne olur” sorusu büyük bir ciddiyetle tartışılıyor. 

(...)

Pazartesi yazımda aktardığım gibi “darbe yapmaya hazırlanıyor” gibi savlar ortada dolaşıyor, kimi Trump yönetiminde bakanlık, Güvenlik Konseyi üyeliği yapmış, emekli general ve amiraller Trump’a ilişkin kaygılarını en ağır sıfatlarla ifade ediyorlar.

(...)

“Liberal demokrasinin kalesinde” durum böyleyken, Türkiye gibi hem de yakın tarihte benzer deneyimler yaşamış bir ülkede kolaylıkla, “seçimle gider merak etmeyin” demek olanaklı mıdır?

(...)

Yazının gtamamını okumak için tıklayınız



Monday, September 21, 2020

‘Kıyamet’ gibi seçimler

 

ABD başkanlık ve senato seçimlerine yaklaşık beş hafta kaldı. Ülke, sıradan bir demokratik pratiğe değil, adeta “iyi ile kötünün son savaşına” hazırlanıyor.

‘Mükemmel fırtınaya’ derken

Biden ya da Trump, çok az farkla kazanacak. Her iki taraf da öbürünün hile yapacağına inandığı için, seçim gecesi ve ertesinde bir kriz çıkacak. Şimdilik, bu krizin biçimini, şiddetini, çapını kestirmek zor. Geçen hafta Financial Times’da Edward Luce, “Mükemmel fırtınaya doğru” diyordu. “Mükemmel fırtına” karanlık olasılıklara işaret ediyor.

(...)

Cumhuriyetçi Parti’nin ünlü devlet başkanlarından Ronald Reagan’ın baş hukuk danışmanı Charles Fried, Trump’a bağlı bu milisler için “bir tek kahverengi üniformaları eksik” diyor. Fried’e göre “Trump ve etrafındakiler kesinlikle ırkçılar, sıradan demokratik ve anayasal kuralları takmıyorlar, kendi çıkarlarının ve hedeflerinin ulusun çıkarı ve hedefi olduğuna inanıyorlar, onları iktidarda tutan her şeyi ulusal çıkar adına mubah görüyorlar”. Fried, “Bu onları faşist yapmaz mı” diye soruyor.

Fried, bu tespiti yaptıktan sonra deneyimli bir siyasetçi olarak kolları sıvamış. Fried, Cumhuriyetçi Parti’de Micael Steele gibi bir grup saygın hukukçu ve siyasetçileriyle birlikte, hem Biden’i destekliyor hem de Demokratik Parti’yi destekleyen dayanışma örgütleriyle birlikte davranmaya çalışıyor. Bu işbirliği tüm muhalefeti Geçişin Dürüstlüğü Projesi adlı bir çatı örgütü altında birleştirmeyi amaçlıyor, seçimlerin ertesinde bir darbe girişimi durumunda sokağa dökmek üzere hazırlanıyor. Faşizm tespiti yapanlar, aralarındaki siyasi farkları bir kenara koyup güçlerini birleştirmeye çalışıyorlar.

(...)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız


Thursday, September 17, 2020

Rejim, ülkeyi çıkmaza sürükledi


Siyasal İslamın AKP’de temsil edilen iktidarının dış politikası tam anlamıyla bir fiyaskodur. Rejim tam da içeride mali kaynaklarının tükendiği bir noktada ülkeyi, biri Kuzey Afrika’dan Doğu Akdeniz’e uzanan petrol ve gaz havzaları üzerinde, öbürü Ortadoğu’da şekillenen iki ittifaklar ekseninin karşısına koydu.

(...)

Biri ‘stratejik derinlik’ mi demişti?

İkinci eksen, Sünni Arap dünyasının en önemli ülkelerinin, İsrail ile ilişkilerini “normalleştirmeye” başlamasıyla ilgilidir. 

Rejim, Ortadoğu’da, “Yeni Osmanlı” fantezisiyle ve “Cebelitarık’tan Hicaz’a, Balkanlar’dan Asya’ya tüm insanlık hasretle bizi bekliyor” sanrılarıyla yola çıktı, Sünni İslamın dünya lideri olmaya kalktı. Sünni Arapların İran’dan daha büyük bir istikrarsızlık kaynağı olarak gördüğü ülke konumuna gelmeyi başardı.

(...)

Al Monitor ve Al-Ahram, İhvan’ın genç kuşağının, yaşlıların uzlaşmaz tutumundan, hapisteki 60 bin tutuklunun geleceğine ilgisizliğinden bıkarak “Bağımsız Hareket” adlı bir örgüt kurduklarını aktarıyor. BH, Mısır rejimiyle görüşerek, tutukluların geleceğine ilişkin karşılıklı bir uzlaşma noktası bulmayı ve İhvan’a Mısır’da yeni bir yer açmayı amaçlıyor.

(...)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız


Monday, September 14, 2020

AKP Türkiyesi çok tehlikeli bir döneme girdi


Ekonomik kriz bir kırılma noktasına hızla yaklaşıyor. Covid-19 salgınının ikinci dalgası gündemde; veriler bulanık ama yönetilemediği açık. Dış politika Doğu Akdeniz’de bir çıkmaza girdi; ekonomiye yükü göreli olarak artıyor. Bunlar çok patlayıcı bir karışım oluşturuyor. 

‘Öteleme’ bittiğinde…

Erdal Sağlam, “Ötele ötele nereye kadar?” başlıklı yazısında (Cumhuriyet 12/09/2020), bu sorunu cevabını gerekçeleriyle birlikte veriyor: Sonuna geldik!

(...)


Yazının tamamını okumak için tıklayınız 

Thursday, September 10, 2020

Rejim iflas etti ve bunun farkında...


Ekonomi yönetimi, dış politika, Covid-19 salgını karşısındaki yetersizlikleri artık saklanamayan bu rejim iflas etmiştir, “kendisi” de bunun farkındadır, siyasal İslamın AKP’de temsil edilen iktidarının, kültür alanında getirmeye çalıştığı yasaklar, uyguladığı simgesel ve fiziki şiddet işte bu iflasın ürünleridir.

Gerçekten de rejimin, Cumhuriyetin kültürel mirasına sadık kalmakta “inat eden” Tele 1 kanalını sık sık karartması, sendika.org sitesinin siyasi nedenlerle engellenmesinin dünya rekorunu kırması, sosyalist yayınların, Kürt siyasi hareketinin “adalete ilişkin konuları konuşma kanallarının” biteviye tıkanması bu iflası sergiliyor.

İstikrar, huzur yok

Yalnızca, derinleşen ekonomik kriz, ağırlaşan siyasi-kültürel baskı, kontrolden çıkmış bir Covid-19 salgını altında yaşamaya çalışan halk için değil, bu rejim için de artık istikrar ve huzur yok.

Yazının tamamını okumak için tıklayınız

Monday, September 07, 2020

ABD’de ‘Kırmızı Pazartesi’ gibi seçimler

The New York Times’da bir yorum, ABD başkanlık seçimleri için, “bu seçimlerin sonuçlarını kimse öngöremez” diyordu. Ben farklı düşünüyorum. Trump seçimleri kazanmazsa sonuçları tanımayacağını açıkladı, “çalmaya” yönelik adımları atmaya başladı.

Bir toplumsal kabarma olmazsa, Demokrat Parti’nin adayı Biden ve yardımcısı Harris bu seçimleri açık farkla kazanamayacaklar. Trump sonuçları kabul etmeyecek; bir anayasal kriz patlak verecek, “süreç olarak faşizm” güçlenecek. Trump o gece, bütün sonuçlar belli olmadan, “yandaş” medyanın yardımıyla “Atı alıp Üsküdar’ı geçmeye kalkarsa” sokaklarda yükselecek tepkilere karşı, yerel ve federal güvenlik güçleri, onların yanında ırkçı, faşist milisler şiddet kullanmaya başlayınca, “süreç olarak faşizm” güçlenecek.

Yeğinleşen bileşenler

Başkanlık seçimlerine giderken, genel olarak “Emek Günü” (eylülün ilk pazartesisi) ertesinde “resim” berraklaşmaya başlar. Şimdi resmin kimi bileşenlerinin yeğinliği giderek artıyor. (1) Biden-Harris ikilisinin seçimleri açık farkla kazanma olasılığı hızla geride kalıyor.

(...)

Yazının tamamını okumak için tıklayınız

Thursday, September 03, 2020

Fanteziler ve iki tarih

“Kızıl Elma” adlı marşı ve ilgili klibi seyrederken “İmanın Zaferi”, “İstencin Yengisi” gibi grotesk filmleri, Leni Riefenstahl’ı anımsamadıysanız Rejimin karakterini henüz tam olarak kavrayamamışsınız demektir. 

Fanteziler her yerde 

Ekonomi dibe vurmuş, gıda maddelerinde enflasyon yüzde 26’yı geçmiş, on yılda dış borç yüzde 300 artmış, dolar 2009 sonunda 1.5 TL düzeyindeymiş, bugün 7.4 TL’yi zorluyor. Aynı dönemde dış borç 148 milyar dolardan 437 milyar dolara fırlamış. Yabancı yatırımcılar Türkiye sermayesinin varlıklarından, hazine bonolarından kaçıyorlar. Bir borç krizi olasılığı giderek artıyor. Covid-19 salgını yine denetimden çıktı; işsizlik, yoksulluk, kadın cinayetleri artmaya devam ediyor. Açgözlülükle cehaletin sentezi HES, Giresun’u altüst etti. AKP’de temsil edilen siyasal İslamın çoktandır yüzde 40’lara sıkışmış oyları eriyor.

Kültürel egemenlik” arzuladılar ama kültür üretemediler. 

Yazının tamamını okumak için tıklayınız