Siyasal İslamın “süreç olarak faşizm” rejimi içinde, etkili tarikatlardan birinin üst düzey üyesi diyor ki “Hamas’ın Filistin’de yaptığını biz Türkiye’de yapmak zorundayız. Biz şu an itibarıyla eğer vakti zamanı iyi değerlendirebilirsek Türkiye’de bir devrimin olmaması için hiçbir sebep yok”.Korkutucu olan şu ki bu arzu tamamen mantıksız bir hezeyan değil.
HAMAS NE YAPTI?
Hamas, İsrail devletinin katkılarıyla kurulurken, ulusalcı, seküler, sol eğilimli Filistin Kurtuluş Hareketi’ni ideolojik,Gazze’de yönetimi silah zoruyla ele geçirerek de idari olarak böldü; İsrail’i tanımadığını, tamamen yok etmeyi amaçladığını açıklayarak bir uzlaşma, çözüm arama çabalarını sabote etti.İsrail devleti de “Karşımızda pazarlık yapacak bir merkez yok”, “Filistin halkını kim temsil ediyor belli değil”, “Bizi yok etmek isteyenlerle nasıl görüşelim” diyerek Oslo Barış Süreci’ni söndürdü.
(...)
Böylece Hamas ile İsrail devleti arasında uğursuz bir simbiyoz ilişkisi şekillendi: İsrail yönetimi Hamas’ın Katar’dan düzenli olarak mali destek almasına izin veriyor, Hamas iktidarda kalıyor, buna karşılık İsrail devleti de halkına ve dünyaya “Çözüm olanaklı değil” diyor, yerleşimleri genişleterek Filistin topraklarını gasp etmeye devam ediyordu.
(...)
Şimdi, Hamas yanlısı akıllar, “Ama İsrail dünyada hiç bu kadar teşhir olmamıştı, yalnız kalmamıştı. İsrail, mecburen iki devletli çözüm sürecine geri dönecek. Hamas büyük bir zafer kazandı” diyorlar. Gerçek oldukça farklı. Birincisi, Hamas’ın yanında cihatçı terörist grupların da katıldığı, Aksa Tufanı Operasyonu, Hamas’ı yalnızlaştırdı, İsrail’e Gazze’yi yıkma ve boşaltma fırsatı tanıdı. İkincisi, Hamas İsrail’i tanımıyordu, iki devletli çözüme karşı değil miydi? Nihayet, en önemlisi, büyük bir kısmı çocuk, 15 binden fazla kişi öldü, on binlercesi yaralandı, travma yaşadı, Gazze’de yaşam alanları yok oldu, insanlar kuzeyden güneye göçe zorlandılar. İsrail Gazze’yi “boşaltmaya”, işgale etmeye başladı.
PEKİ NEDEN ‘HAMAS GİBİ YAPMAK ZORUNDALAR’?
(...)
Gerçekten de “pasta” hızla küçülüyor. Siyasal İslamın egemen sınıfı pastadan aldığı payın azalmasını kabullenemiyor: Devlet gelirlerini talan etmeyi, yeni rant alanları arama çabalarını (“rezerv alan” yasası) hızlandırıyor. CHP, canlanma, işçi hareketine açılma işaretleri verirken iktidarda kalmak giderek zorlaşıyor. Çaresiz, “Hamas gibi yapmak” arzusu güçleniyor. Muhalefetin bu vahim arzuyu mutlaka ciddiye alması gerekiyor.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız