“Önümüzdeki belediye seçimleri Türkiye’de siyasal İslamın yükselme ve toplumu dönüştürme süreci açısından, çok kritik hatta yaşamsal bir işleve sahip olacak gibi görünüyor. Ne yazık, Türkiye’de liberal çevrelerden, siyasal yelpazenin soluna kadar geniş bir çevrede büyük çoğunluk bu gerçeğin ayırdında değil. Yaşam tarzları, özgürlük anlayışları dini bir rejim altında yaşamalarına kesinlikle uygun olmayan kesimlerin hâlâ karşı karşıya oldukları tehlikeyi yadsımaya devam ediyor olmaları gerçekten trajik.”(http://globalpolitikultur. blogspot.co.uk/2009/04/30-ylndairan- devrimi-dersleri.html) Bu beş yıl önceydi.
Türkiye,
2009 belediye seçimlerine giderken İran rejimi de 30. yılını
kutluyordu. Türkiye yine belediye seçimlerine giderken İran’da rejim
iktidara gelişinin 35. yılını kutluyor. Beş yılda köprülerin altından
çok su aktı.
Beş yıl önce AKP’yi, siyasal
İslamı destekleyen çevrelerde bugün şaşkınlık, pişmanlık, korku egemen.
Bugün özgürlüklere yönelik saldırıların, beş yıldır siyasal İslama
karşı çıkanların kafasına sopa gibi vurdukları 28 Şubat şeyinden bile
daha ağır olduğunu söylüyorlar. Belediye seçimleri bu kez çok daha
kritik, sonuçları kesinlikle genel seçimlerde yankılanacak. Ve bu yerel
seçimlere, totaliter eğilimleri artık iyice ortaya çıkan, iktidardan
bırakın gitmeyi, bu olasılığı düşünmeyi bile hazmedemeyen bir yönetim
altında gidiliyor.
Beş yıl önce İran, Batı’nın gözünde küreselleşme dışında kalmış, “haydut” devletlerden biriydi. Bugün, İran “dünya düzenine” geri dönmeye, “normalleşmeye”, Batı
da onu kucaklamaya hazırlanıyor. İran halkının özgürlükleri, siyasi
seçenekleri son yıllarda yavaş da olsa artıyor. Yeni Devlet Başkanı Ruhani, “Aşırılıklar sona erdi” diyor (Christian Science Monitor 11/02/014). AKP rejimi hakkındaysa Batı’da iyi bir şey duymak artık çok zor.
Gelin biz “şaşkınları, pişmanları, korkanları” kendi hallerine bırakıp İran’daki 35. yıl kutlamalarına bakalım.
Yazının devamını okumak için "tık"layınız
No comments:
Post a Comment