“Yeni faşizm” bağlamında, AKP hükümeti kurulduğundan bu yana Türkiye’de, devlette, toplumun yapısında, yukarıdan (yasalar) ve aşağıdan (sivil toplum içinden) giderek hızlanan, özellikle 15 Temmuz “darbe” şeyinden sonra adeta baş döndürücü bir ivme kazanan “değişime” bakmak ilginç olabilir.
Bu değişimin “özünü” (ona karakterini veren şeyi) doğru tanımlamak gerekiyor. Salt seçimlere ve parlamentoya bakarak, bu değişimin önceki dönemlerinkinden farklarının biçime, niceliğe ilişkin olduğunu varsayarak siyaset yapmaya çalışanlar, kendilerini daha baştan rejimin içinde kalmaya mahkûm ediyorlar.
Bu değişikliklerin arkasında iki süreç yatıyor. Birincisi siyasal İslamın toplumsal mühendislik projesi ilerledikçe rejimin dayandığı kurumsal ve ideolojik/kültürel zemin derinleşiyor...
(...)
Yazının devamını okumak için tıklayınız
Monday, July 29, 2019
Thursday, July 25, 2019
Yeni faşizm
ABD, İngiltere ve Avrupa’da, gündemde yeni bir “faşist” tehlikenin olduğunu düşünenlerin sayısı giderek artıyor.
Önce Trump, şimdi Boris
Donald Trump’ın konuşmasını dinleyen kalabalığın, kongre üyesi, Somali asıllı Ilhan Omar’ın adı geçince, aniden “onu geri gönder” sloganıyla “patlaması”, Trump’ın, Hitler’i andırır biçimde “uzaklara bakarak” bir süre sloganları dinlemesi, birçok gözlemciye, 1930’ların Nürnberg meydanlarını anımsattı. Ana akım medyada ilk kez bu benzerlik vurgulandı, popülizm yerine “faşizm” sözcüğü kullanıldı, Hitler, Mussolini anımsandı.
Salı günü, Financial Times’da Gideon Rachman, “1930’lardan çıkarılacakderslerden” söz ediyordu.
Donald Trump’ın konuşmasını dinleyen kalabalığın, kongre üyesi, Somali asıllı Ilhan Omar’ın adı geçince, aniden “onu geri gönder” sloganıyla “patlaması”, Trump’ın, Hitler’i andırır biçimde “uzaklara bakarak” bir süre sloganları dinlemesi, birçok gözlemciye, 1930’ların Nürnberg meydanlarını anımsattı. Ana akım medyada ilk kez bu benzerlik vurgulandı, popülizm yerine “faşizm” sözcüğü kullanıldı, Hitler, Mussolini anımsandı.
Salı günü, Financial Times’da Gideon Rachman, “1930’lardan çıkarılacakderslerden” söz ediyordu.
(...)
Thursday, July 18, 2019
‘Durum’ üzerine spekülatif düşünceler
Yenilenen İstanbul belediye seçimlerinin sonuçları belli olduktan sonra, 26 Haziran’da Washington Institute’de yapılan bir panelde Alan Makovsky, “Türkiye’de ekonominin ve politikanın dengesiz bir döneme girdiğini” vurguluyor, “Türkiye’nin tarihini düşününce, bu dengesizliğin yasadışı işler için bir formül oluşturmasından” korktuğunu söylüyordu.
Alan Makovsky, 1990’lardan bu yana ABD dışişleri ve istihbarat çevrelerine Ortadoğu ve Türkiye konularında danışmanlık yapan, Washington Institute’ün kurucularından çok deneyimli bir “siyasetçi”; sözlerini dikkate almak gerekir.
Alan Makovsky, 1990’lardan bu yana ABD dışişleri ve istihbarat çevrelerine Ortadoğu ve Türkiye konularında danışmanlık yapan, Washington Institute’ün kurucularından çok deneyimli bir “siyasetçi”; sözlerini dikkate almak gerekir.
‘Durumun’ bileşenleri
Artık “Orta dönemdeyiz” derken (01.04.2019) aslında Makovsky’nin de vurguladığı dönemin, “durumuna” tabii kendi “teori çantamdaki” aletleri kullanarak işaret ediyordum.
Artık “Orta dönemdeyiz” derken (01.04.2019) aslında Makovsky’nin de vurguladığı dönemin, “durumuna” tabii kendi “teori çantamdaki” aletleri kullanarak işaret ediyordum.
(...)
Analize spekülatif bir ‘giriş noktası’
AKP’ye alternatif yeni parti kurma projesinin lideri Babacan’ın, Devlet Başkanı Erdoğan’ı ziyareti sırasında, sarf edilen “ümmeti bölmeyin” ve “fazla da gecikmeyin” sözleri arasındaki çelişki bu “durumun” potansiyellerine ilişkin bir analize giriş noktası olabilir. Bu çelişki bir “bilişsel uyumsuzluğa” mı (cognitif dissonance) işaret ediyor?
AKP’ye alternatif yeni parti kurma projesinin lideri Babacan’ın, Devlet Başkanı Erdoğan’ı ziyareti sırasında, sarf edilen “ümmeti bölmeyin” ve “fazla da gecikmeyin” sözleri arasındaki çelişki bu “durumun” potansiyellerine ilişkin bir analize giriş noktası olabilir. Bu çelişki bir “bilişsel uyumsuzluğa” mı (cognitif dissonance) işaret ediyor?
(...)
Monday, July 15, 2019
Syriza dersleri: Yılgınlığa yer yok!
Yunanistan’da genel seçimlerde Syriza’nın oyları yüzde 31.5’e geriledi. Yeni hükümeti yüzde 39.8 oy alan Yeni Demokrasi Partisi (YDP) kuracak. Şimdi, ana akım medya her yerde, “bakınız bir kez daha kanıtlandı: Yönetemiyorlar. Boşuna oy vermeyin” davulunu çalacak.
Bardağın yarısından fazlası hâlâ dolu
Bu davulun sesini dinleyerek, sonuçları düşünürken yılgınlığa kapılmamak gerekiyor. Çünkü, durum, aslında o kadar kötü değil!
Bu davulun sesini dinleyerek, sonuçları düşünürken yılgınlığa kapılmamak gerekiyor. Çünkü, durum, aslında o kadar kötü değil!
(...)
Şimdi, Yunanistan toplumunu etkilemeye devam eden ekonomik kriz içinde, sol partiler ve hareketler, üzerlerine gelecek saldırıya direnebilir, Syriza yükselirken yaptıkları hataları tekrarlamazlarsa, yeniden hükümete gelme olasılığını yakalayabilirler.
Yanılgı ve fırsat
Syriza yükselirken, ekonomik ve toplumsal krizin içinde, ortaya çıkan bir “tarihsel blok” kurma fırsatı kaçırıldı. Bu fırsatın kaçmasında solun Syriza’nın niteliğini kavramaktaki yetersizliği yatıyordu.
Syriza yükselirken, ekonomik ve toplumsal krizin içinde, ortaya çıkan bir “tarihsel blok” kurma fırsatı kaçırıldı. Bu fırsatın kaçmasında solun Syriza’nın niteliğini kavramaktaki yetersizliği yatıyordu.
(...)
Thursday, July 11, 2019
Bir şeyler değişmelidir...
Bugünlerde ülkede, ilericiler demokratlar, laik cumhuriyetçiler iyimser; “bir şeyler değişmelidir” havasının egemen olduğunu düşünüyorlar. Ben “bu havaya” dikkatle bakınca, içinde “bir şeyler değişmelidir ki, her şey aynı kalsın” niyetinin gizlenmiş olduğunu düşünüyorum. Bu niyetin sınırları da adeta “Erdoğan gitmelidir”e indirgenmiş!
Kral gerçekten kral mı? Kral, bazen gerçekten kral olduğuna, krallığın onda olmasını gerektiren bir öze, hatta Tanrısal özelliklere gerçekten sahip olduğuna inanmaya başlar.
Thursday, July 04, 2019
G20’nin ‘kırık aynasında’ Türkiye
Bu yıl yayımlanan bir Pentagon raporunda (Strategic Multilayer Assessment) Çin ve Rusya’nın uluslararası gelişmeleri etkileme, yönlendirme kapasitesi artarken, diğer ülkelerin de kendilerini, ABD’ye değil, bu trene göre ayarlama eğilimlerinin güçlendiğine dikkat çekiliyordu.
Osaka’da gerçekleşen G20 toplantısı, ABD’nin dünyadaki gelişmeleri etkileme, yönlendirme gücünün çok zayıfladığını, Batı blokunda oluşan çatlakların derinleşmeye devam ettiğini gösteriyordu.
(...)
Paramparça politika... Türkiye heyeti de farklı bir evrende yaşadığından olacak, G20’den toz pembe bir resimle döndüler, piyasalar da adeta rahatladılar. Ancak, bu rahatlama uzun sürmez.
AKP Türkiyesi’nde “Başkan = Devlet” olabilir ama ABD başka türlü bir “yaratık”.
(...)
Yazının tamamını okumak içn tıklayınız
Osaka’da gerçekleşen G20 toplantısı, ABD’nin dünyadaki gelişmeleri etkileme, yönlendirme gücünün çok zayıfladığını, Batı blokunda oluşan çatlakların derinleşmeye devam ettiğini gösteriyordu.
(...)
Paramparça politika... Türkiye heyeti de farklı bir evrende yaşadığından olacak, G20’den toz pembe bir resimle döndüler, piyasalar da adeta rahatladılar. Ancak, bu rahatlama uzun sürmez.
AKP Türkiyesi’nde “Başkan = Devlet” olabilir ama ABD başka türlü bir “yaratık”.
(...)
Yazının tamamını okumak içn tıklayınız
Subscribe to:
Posts (Atom)