Monday, June 30, 2014

1914-2014





Cumartesi günü, ben bu satırları yazarken, Saraybosna’da bir suikast gerçekleşti... 1914 yılında.

Bu suikast, dünyanın çehresini değiştirecek bir süreci tetikledi.
(...)

Yazının devamını okumak için tıklayınız 

Monday, June 23, 2014

‘IŞİD’ Neyin ‘Semptomu’




IŞİD’in aniden Ortadoğu’da gündemin başına oturmasını askeri başarılarına, gaddarlığına, modern teknolojiyi başarıyla kullanmasına, Irak Sünnilerinin isyanına bağlayabiliriz ya da daha geniş bir açıdan bakarak tüm İslam dünyasını kapsayan, Avrupa’ya kadar uzanan bir “durumun” semptomu olarak düşünebiliriz. 

Ortadoğu’da taşlar yerinden oynadı
Bu “durumu” şekillendiren dört etkenden söz edebiliriz. 1 - Kapitalizmin krizi içinde sermayenin, malların dolaşımında, metalaşma sürecinde yaşanan ani hızlanmanın ekonomik, kültürel etkileri. 2 - ABD’nin Irak’a girmesiyle bölgede sınırların geçirgenleşmeye başlaması. 3 - Tarihi Şii-Sünni çatışmasının tetiklenmesi; 4 - Hem “ulusalcı-laiklik” denen bir şeye, baskıcı rejimlere hem de “aşırı” kabul edilen akımlara karşı gündeme gelen “Ilımlı İslam” projesinin iflası. Bunlara kısaca bakalım. 

Yazının devamını okumak için "tık"layınız 

Monday, June 16, 2014

Bazı Saçmalıkların Sonu





IŞİD’in Musul’u alması ve Bağdat’a doğru ilerlemeye devam etmesiyle birlikte Ortadoğu’da tarihin akışı birden hızlandı. Böyle anlarda gelişmeleri olurken tanımlamak belki kolay, ama sağlıklı bir biçimde yorumlamak çok zor.

Hızla değişen görüntülere bakarken ilk anda şunu düşündüm: Günümüzün koşulları bırakın “Yeni Osmanlı” saçmalıklarına, modern imparatorluk hayallerine, “realiteyi biz yapıyoruz” saçmalıklarına yaşam hakkı tanımıyor. Ancak bu saçmalıklar, yok olana kadar ülkelerin, insanların yaşamlarını altüst etmeye, insani felaketlere yol açmaya devam ediyorlar. 
(...)

yazının devamını okumak için "tık"layınız 

Monday, June 09, 2014

Dünyanın V. Köşesi




Geçen hafta, Financial Times’da, Philip Stevens’in “Xi (Çin Devlet Başkan) ve Putin (Rusya Devlet Başkan) Batı hakkında gerçekten ne düşünüyorlar” başlıklı yorumuna eşlik eden karikatürde, ön planda Xi ve Putin dünyayı birbirlerine top gibi atıp tutuyorlar, arka planda daha küçük boyutta çizilmiş Obama ve Merkel de aradan çıkıp bu topu yakalamaya çalışıyorlardı. Bu yorumda dünya dört köşeli olarak betimleniyor. Bu dört güç arasındaki ilişkiler önümüzdeki dönemde dünya siyasetinin dinamiklerini, halklarının yaşamlarını belirleyecek gibi görünüyor. Bence bu resim eksik, dünyanın bir köşesi daha var: Ortadoğu’dan Afrika’ya kadar geniş bir bölgeyi ateşe veren, Avrupa’da siyasi iklimi etkileyen İslamcı hareket.

‘Sistemik düzensizlik dönemi’ 
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, geçen hafta Chatam House’da gerçekleştirilen Londra Konferansı’nın açış konuşmasında, “Dünyanınyaşamakta olduğu geçici bir istikrarsızlık dönemi değil. Dünya sistemik bir düzensizlik dönemine girdi” saptamasını yapmıştı.

Monday, June 02, 2014

Fransa’da Tanıdık Bir Tartışma

Avrupa Parlamentosu seçimlerinin Fransa ayağında, aşırı sağcı (faşist) Ulusal Cephe (FN) partisinin yüzde 25 oy oranıyla birinci gelmesi, medyaya “şok dalgası”, “deprem” gibi kavramlarla yansıdı.
Bu sonuçları izlerken, bizim açımızdan çok tanıdık bir tartışma dikkatimi çekti. Özellikle “Gezi Olayı”nın yıldönümünde bu tartışmayı paylaşmanın yararlı olacağını düşündüm. 

Entelektüellerin ihaneti
Jean Birnbaum, Le Monde’da “Ces intellectuels qui dédiabolisent le FN” (sanırım şöyle çevrilebilir: “FN’nin kirli imajını yıkayan entelektüeller”) başlıklı yorumunda, “FN’nin önlenebilir yükselişini anlamaya çalışan tarihçiler, FN’nin kirli imajını yıkayan entelektüellerin rolünü de ortaya koymak zorunda kalacaklar” diyor.
İlericilik adına yazan kimi entelektüeller, solun antifaşizm “saplantısı” olarak gördükleri şeye karşı bir kampanya yürütmüşler.

Yazının tamamını okumak için "tık"layınız